Doğanın Erdemi köşesinde sık sık bunama, Alzheimer gibi yaşlılıkta önemli hastalıkların gelişimini yavaşlatmaya yönelik yeni bilimsel çalışmaların deneysel ve klinik bulgularına yer veririm. Bu konuda verilerin artması, eklenen her yeni bulgu etkinin güvenilirliğinin bir kanıtı olarak değerlendirilebilir. Aslında “yaşlılıkta” diyorum ama, bana bu konuda gelen sorular genellikle gençlerden; “Hafızamı nasıl desteklerim?” ya da “Her şeyi unutuyorum, ne önerirsiniz?” Bu konuda en tanınmış bitki Ginkgo, ayrıca Gotu Kola ve kranberi meyve suyunun da etkileri bulunduğu bildiriliyor.
Geçen ay yayımlanan ve Amerika Birleşik Devletlerinde ortalama 75 yaşında yirmisekiz gönüllü üzerinde yürütülen bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Çalışma yakından bildiğimiz, et yemekleri ve salatalarımıza koyduğumuz bir baharat olan biberiye üzerinde yürütülmüş.
Dioskorides, ikibin yıl önce Adana Kozan’da doğmuş, Toroslarda yaşamış ve Roma ordusunda hekimlik yapmış bir bilge. Benim uzmanlık alanım olan Farmakognozi’nin “Babası” olarak bilinir. Yani bizim pirimiz. Ünlü eseri “Materia Medica” da bakın biberiye hakkında neler demiş: “Biberiye çiçeklerinin yenmesi beyin, kalp ve mide sorunlarını giderir; zekayı keskinleştirir, hafıza kaybını onarır, zihni uyandırır, mide üşütmesi ve soğuk algınlığına iyi gelir”. Baharat olarak yararlandığımız bir bitkinin bu şekilde yararlı olabilmesi ne kadar güzel!
Daha önce yürütülen bir çalışmada kokulu bileşenlerinin (uçucu yağ) algılamayı ve davranışları değiştirdiği gözlenmişti. Yeni çalışmada ise yapraklarının etkinliği incelenmiş. Çalışma, ilginç tesadüf, Türkiye’den sağlanan biberiye yaprakları üzerinde yürütülmüş. Farklı bir deneysel uygulama planı var. Domates suyu içerisine toz edilmiş kuru biberiye yaprağı ilave edilmiş. Deney 5 hafta sürdürülmüş; her hafta sadece bir kere biberiyeli domates suyu içerildikten sonra “hızlı düşünme”, “dikkat süresi uzunluğu” gibi parametreler ölçülmüş. Deney sonuçları değerlendirildiğinde biberiyenin kişilerde baharat olarak kullandığımız miktarlar civarında “düşünme hızını” belirgin bir şekilde artırdığını, bu artışın kullanılan miktara göre değişim gösterdiğini ortaya koyuyor. Biberiyenin bu etkisinde uygulanan domates suyunun likopen gibi antioksidan içeriğinin de katkısı bulunabileceği göz önüne alınmalıdır.
Sonuç olarak, biberiye gibi baharat olarak yararlandığımız bir bitkinin bu şekilde etkili olduğunun tespit edilmesi yemeklerimizde kullandığımız çeşnilerin sağlığımız için önemini ortaya koyuyor. Daha uzun sürelerde uygulandığında bu etkinin kuvvetlenip kuvvetlenmediği ise bir başka çalışmanın konusu olmayı bekliyor.