
Mübarek Ramazan ayı artık sıcak ve uzun yaz günlerine rast geliyor. Müslümanların kendilerini sınayacakları bu uzun oruç sürecinde, sağlığımız bakımından vücutta susuzluk ve açlığa bağlı oluşan değişikliklere dikkat etmek gerekiyor. Sahurda acıkmamak dürtüsü ile ve iftarda ise günboyu açlığın verdiği uyarı ile kontrolsüz bir şekilde yenen fazla miktarda yiyeceğin ilerleyen saatlerde vereceği rahatsızlıktan kaçınmak için uzmanlar hafif yiyeceklerin yavaş yavaş tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Peki oruç sürecini daha rahat geçirebilmek için alınabilecek başka ne gibi önlemler var?
Yapılan bilimsel çalışmalar Rezene meyvelerinin bir çok yararlı etkisini ortaya koymaktadır. Bu çalışmalar arasında bizi öncelikle ilgilendiren sindirim sistemi üzerindeki spazm giderici etkisi. Bilhassa sindirim sisteminde düz kas tabakasını gevşetmesine bağlı olarak sindirime yardımcı olmakta, midedeki gerginlik ve ekşime gibi şikayetlerin giderilmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, akşam iftardan sonra rezene çayı içilmesi tüm gün boyunca kasılmış olan midenizin rahatlamasını sağlayak, bu suretle iftarda yenilen yemeklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olacak, mide ve bağırsaklarda rahatsızlık verecek gaz oluşumuna engel olacaktır. Esasında rezene çayı, etkili ve güvenilir bir gaz giderici olarak üç haftaya kadar bebeklerde görülen gaz sancısı (infantil kolit) vakalarında da önerilmektedir.
İncelediğim kaynaklardan birinde, eskiden rezene bitkisinin yapraklarının oruç tutanlarda açlık hissini köreltmek amacıyla özellikle yoksul halk tarafından kullanıldığı notu dikkatimi çekti. Ülkemizde tatlı varyetesinin topraküstü kısımları fazla kullanılmamakla beraber, Avrupalılar çorbalar, et ve balık yemekleri, salata ve turşulara lezzet vermek amacıyla yaprakları ve gövdesini kullanıyorlar. Bizde büyük market raflarında satılıyor.
Bu yazıyı hazırlamak için bilimsel kaynaklarda yaptığım incelemede, son yıllarda rezene meyvelerinin ağrı kesici ve iltihap giderici etkisi üzerinde yürütülen bir kaç deneysel çalışmanın sonuçları dikkatimi çekti. Deney hayvanları üzerinde yürütülen ilk çalışmada belirgin bir ağrı kesici (santral etkili), iltihap giderici ve antioksidan etki gözlenmiş. Başka bir grup tarafından yürütülen bir çalışmada ise sulu özütünün gerek akut ve gerekse kronik ağrı modellerinde etkili olduğu, diğer bir çalışmada ise nitrik oksiti baskılaması nedeniyle migren ağrılarında yararlı olabileceği bildiriliyor. Bu çalışmaları okuyunca aklıma oruç tutanlarda açlığa bağlı olarak sık olarak görülen baş ağrılarının önlenmesi için yararlı olup olamayacağı fikri geldi. Bu amaçla sahurda içildiğinde midedeki gün boyu ortaya çıkabilecek kasılmaların yanı sıra baş ağrısı ve diğer tip ağrıları önleyebilir. Bence denenmesinde yarar var.
Rezene çayının kalitesi önemli
Bitkisel çayları satın alırken ve kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. Beklenen etkinin en iyi şekilde sağlanabilmesi için bu son derece önemlidir. Bir kere tazeliğine dikkat edilmesi gerekir. Eski beklemiş ürünlerin yenileri ile harmanlanarak satışa sunulması sık görülen bir durum. Aldığınız bitki materyalinin ne derece temiz olduğu, daha önce kaç kişinin elinin değdiği konusunda şüpheleriniz olmamalı. Üzerinde mikroorganizmalar ve zararlı toksinleri bulunup bulunmadığı test edilmiş olmalı. Bu nedenle, açıkta satılan ürünlerin kullanılmasını önermiyorum. Tabi rezene meyvelerinin yukarıda bahsettiğim yararlarınında sert meyvelerin üzerinde kanallar içerisinde bulunan uçucu yağın katkısı önemli. Bu nedenle, parçalanmamış meyveler ile hazırlanan çayın içerisinde yeterli uçucu yağ bulunamayacağından yeterli etki göstermesi beklenemez. Fazla toz edilmiş meyveler ise uçucu yağın uçarak kaybına yol açacağından yine etkisini zayıflatacaktır. Bu bakımdan özel değirmenlerden geçirilmiş olması gerekir. Benim önerim güvenilir markaların ürünlerinin tercih edilmesi.