Meyve ve sebzelerin, özellikle renkli meyvelerin, sağlığımız için ne kadar önemli olduğu konusu sık sık basında yer alıyor. Genellikle yürütülen deneysel (hücre veya deney hayvanı) ve klinik (insanlar üzerinde) çalışmaların sonuçları üzerinde yapılan yorumlara dayandırılan bu önerilerin kapsamlı saha çalışmalarının bulguları ile de desteklenmesi bu hipotezlerin güvenilirliğini artırması bakımından önemli. Saha çalışmaları toplumun belirli bir kesimi üzerinde (yaş grubu, cinsiyet, hasta grubu, sağlıklı gönüllüler, vd.) geriye dönük (rekrospektif) veya ileriye yönelik (prospektif) olarak yürütülebilmektedir. Bu çalışmaların değeri mümkün olan en yüksek sayıda gönüllü üzerinde, en uzun süre ve izlenen ölçüm değerlerinin geçerliliği ile ölçülmektedir.
Amerika Birleşik Devletlerinde yürütülen geniş kapsamlı bir çalışmanın (Framingham Heart Study) bazı sonuçları yeni yayımlandı. Geniş bir yaş aralığında 5209 kişi üzerinde yürütülen bu çalışmada 18 yıl sonunda elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş. Bu çalışmalardan birinde tip-2 şeker hastalığı bulunmayan 2915 gönüllüde meyve ve sebzelerdeki polifenolik madde grubu flavonoitlerin (flavonoller, flavan-3-oller, antosiyanidinler) kullanımı ile şeker hastalığı (tip-2) gelişimi riskinin ne derecede önlenebileceği incelenmiş.
Sonuçta bu süre içerisinde izlenen gönüllülerden 308’inde tip-2 şeker hastalığı geliştiği tespit edilmiş. Yapılan alt grup analizinde diyetlerinde flavonol (kersetin, kaempferol, mirisetin, izoramnetin) içeriğinin ikibuçuk kat artırılması ile şeker hastalığı riskinin yüzde 26, flavan-3-ol ()kateşinler içeriğinin ikibuçuk kat artırılması ile ise yüzde 11 azaltılabileceği gözlemlenmiş. Ancak antosiyanin (meyvelerdeki kırmızı/mor tonlarındaki renk maddeleri) tüketiminin artırılması ile şeker hastalığı riskinin önlenemediği sonucuna varılmış.
Bu sonuç şimdiye kadar yayımlanan deneysel araştırma sonuçları ile de uyumlu görülüyor. Bazı besinlerde yüksek miktarda bulunan bir flavonol olan kersetinin şeker hastalığı ile ilişkili etkenler üzerinde (kan şekeri seviyesini düşürdüğü, insülin seviyesini düzenlediği, pankreas B-hücrelerinin bütünlüğünü koruduğu, vd.) etkili olduğu bilinmektedir.
Bu çalışmanın sonuçları, insanların beslenme alışkanlıklarında yer verdikleri meyve ve sebzelerdeki flavonoitlerin tip-2 şeker hastalığının önlenmesinde önemli bir etken olabileceğini ortaya koyması bakımından dikkati çekici. Günlük diyetimizde kersetin gibi flavonoller bakımından zengin meyve ve sebzelere mümkün olduğunca yüksek miktarda yer verilmesi şeker hastalığı gelişimi riskinin azaltılması bakımından yararlı olabilecektir. Çalışmada kersetin kaynağı olarak elma/armut tüketimi dikkate alınmış, Ancak daha zengin kersetin içeriğine sahip besinler de biliniyor. Yardımcı olması bakımından bazı besinlerdeki “kersetin” oranları şu şekilde belirlenmiş (100 gram içerisinde miligram olarak): Kapari (233), mürver meyve suyu (108), kişniş yaprağı (53), arapsaçı yaprağı (49), kırmızı soğan (33), pişmemiş bamya (24), arıpoleni (21), taze biber (15), bezelye (14), siyah erik (13), kırmızı lahana (12), elma/armut/böğürtlen (5).
Jacques PF, et al., 2013: Higher dietary flavonol intake is associated with lower incidence of type-2 diabetes. The Journal of Nutrition doi:10.3945/jn.113.177212.