Yaş ilerledikçe, ister istemez beyinde de yapısal ve işlevsel değişikler meydana gelmeye başlıyor. Bu gelişmeler sonucu hafıza kaybı ve demans gibi geri-dönüşümsüz bir süreç ortaya çıkıyor. Çevresel etkenler, bireyin yaşam ve beslenme şekli bu sürecin hızını belirleyici en önemli etkenler olarak kabul ediliyor.
Deneysel ve klinik araştırmalar ile saha çalışmalarının sonuçları yaban mersini, likapa, çilek ve siyah üzüm gibi antioksidan özellikte polifenoller bakımından zengin meyvelerin tüketilmesinin bu sürecin önlenmesinde önemli katkıları sağlayabileceğini ortaya koyuyor. Nitekim ileri yaşta bireylerde yaban mersini ve konkord üzümü suyunun 12 hafta tüketilmesi ile hafıza skorunun ve görsel hafızanın belirli bir şekilde yükseltilebildiği bildiriliyor.
İleri yaşta deney hayvanlarında yaban mersini, çilek ve üzüm çekirdeği ile yürütülen araştırmalarda da hafıza ve sinir hücreleri üzerinde belirgin olumlu etkiler gözlemlenmiş. Etkinin polifenollik bileşenlerin antioksidan etkilerine [protein oksidasyonu ve lipit peroksidasyonunu azaltıcı etki] ve kolinerjik sistem üzerindeki olumlu etkisine bağlı olarak ortaya çıktığı ileri sürülüyor.
Yaşlı deney hayvanlarında hafıza üzerinde bu olumlu etkilerin yanı sıra yaban mersini gibi meyvelerin koyu ve açık kırmızı renklerini veren antosiyanin tipi bileşenlerin genç deney hayvanlarında yapılan araştırmalarda ise öğrenmeyi artırdığı bildiriliyor.
Üzümde fermentasyon sonucu meydana gelen ya da Çin madımağından elde edilen bir polifenol olan resveratrol de çalışma belleği, öğrenme kapasitesi ve hafıza üzerinde etkileri ile ön plana çıkıyor. Muhtemel etkisini oksidatif hasarı önlemesinin yanı sıra iltihap oluşumu üzerindeki önleyici etkisi. Resveratrolün günlük beslenmemizdeki yeri pek fazla olmamakla beraber, yaban mersini ve üzümde bulunan pterostilben, resveratrolün kaynağı, yaşlı sıçanlarda deneysel modellerle oluşturulan hafıza hasarında hafızayı onardığı gösterilmiş.
Diğer taraftan, kakao tohumlarında bulunan flavanol grubu bileşenlerin (kateşin, epikateşin) hafıza kaybı, algılama ve Alzheimer modelleri (beta-amiloit plak) gibi deneysel modeller üzerinde etkili olduğu bildiriliyor. Hafif algılama sorunları bulunan hastalar üzerinde yürütülen bir araştırmada da kakao flavanollerinin sekiz hafta uygulanması ile algılama işlevlerinde gelişme gözlemlenmiş.
Şüphesiz, önemli olan bu renkli meyvelerdeki polifenol bileşenlerinin yenildikten sonra kan-beyin engelini geçerek yeterli miktarda beyine ulaşabilmesi. Araştırıcılar bu meyvelerin düzenli olarak tüketilmesi ile ufak miktarlarda da olsa beyine ulaşarak etkisini göstereceği, genç bireylerde öğrenme ve dikkatin geliştirilmesi, ileri yaşlarda ise yaşa bağlı algılama sorunlarının önlenmesinde yararlı olabileceğini ifade ediyor.