Günümüz toplumunda giderek yaygınlaşan yüksek enerjili beslenme alışkanlıkları, masa başında geçirilen sürede artış (bilgisayar, vb.) ve bunlara bağlı olarak gelişen şişmanlığın yanı sıra ortalama yaşam süresinin uzaması sonucu bazı hastalıkların gelişme riskinde dikkati çekici artışlar görülmektedir. Bu grup kişilerde, genetik yatkınlık da bulunması durumunda karşılaşılabilecek en önemli sorunlardan biri de şeker hastalığı. Bazı uzmanlar şeker hastalığını “yaşlanmayı hızlandıran bir etken” olarak kısaca tanımlıyorlar. Dünyada 150 milyon olan şeker hastası sayısının 2025 yılında iki misli artışla 300 milyonun üzerine çıkabileceği tahmin ediliyor.
Hastalığın kalıcı tedavisine yönelik araştırmalar henüz sonuçsuz kaldığından hastaların ömür boyu ilaç tedavilerini uygulaması gerekmektedir. Bu uygulamalar sırasında ortaya çıkabilen yan etkiler ve gelişebilen ilaç direnci nedeniyle hastalar tamamlayıcı ve alternatif tedavi seçeneklerine yönelmektedirler. Aslında tip II şeker hastalığı (insüline bağlı olmayan tip) bitkisel ilaçların en sık olarak kullanıldığı hastalık olarak bilinmektedir. Yükselmiş kan şekerini düşürerek (hipoglisemik) ya da kan şekerinin artışını engelleyerek (antihiperglisemik) etki gösteren, meyve, sebze ya da çay olarak uygulanabilen çok sayıda bitki bulunmaktadır. Deneysel modellerin (deney hayvanlarında ya da enzimatik) oldukça basit ve etkili olması nedeniyle, yeni etkili ve güvenilir ilaç molekülleri keşfedilmesi amacıyla bu bitkisel ürünlerin şeker hastalığında etkili olup olamayacağı hususunda çok sayıda araştırma yapılmıştır.
Şeker hastalığında çok yönlü etkili
Çemenotu tohumu, toplum olarak lezzetine aşina olduğumuz, pastırma yapımında kullandığımız bir baharat. Tip 2 şeker hastalığında etkili olduğu deneysel olarak ortaya konulmuştur. Etkisi çok yönlü mekanizmalara dayandırılmaktadır. Yapısında yüzde elli lif (yüzde 30’u çözünür, yüzde 20’si çözünmeyen lif) taşıdığı için yemek sonrası besinlerin emilimini yavaşlatarak kan şekerinin ani yükselmesini önlerken (antihiperglisemik), taşıdığı steroidal saponinler kan şekerini düşürücü (hipoglisemik) etki göstermektedir. Diğer taraftan yapısındaki bir amino asit bileşeni (4-hidroksi izolösin) insülinotropik etki göstermektedir. Yani insülinin üretildiği beta hücrelerini uyararak insülin üretimi ve etkinliğini artırmakta, somatostatin ve glukoz seviyelerini etkilememektedir. Bu nedenle, bu maddeden şeker hastalarında ilaç olarak yararlanılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Çemen tohumunun ayrıca alfa-glukozidaz enzimini baskılayıcı etkisi bulunmaktadır. Bu suretle nişastalı gıdaların bağırsaklarda parçalanarak şekere dönüşümü azaltılmaktadır. Görüldüğü gibi çemen tohumu tip 2 şeker hastaları için gerçekten çok yönlü bir bitkisel ilaç.
Kolesterol ve lipidi düşürüyor
Çemenotu tohumunun bir diğer önemli etkisi ise serum trigliserit, total kolesterol ve kötü kolesterol (LDL-C) seviyelerini düşürmesidir. Bu etkisi muhtemelen yapısındaki saponin tipi bileşenlerin safra salgısını artırıcı etkisi ve kolesterol ile saponinlerin çözünmeyen kompleks oluşturarak emilemeden atılmasına bağlıdır.
Genel olarak gıda olarak da kullanıldığı için çemen tohumunun zararsız olduğu düşünülmektedir. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan bazı önemli sorunlar var. Bu konuyu da önümüzdeki hafta inceleyelim.