Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyada yaklaşık olarak bir milyar insanın “şişman” olduğu, Amerika Birleşik Devletlerinde ise 2030 yılına kadar nüfusun yaklaşık yarısının “şişman” olacağı ileri sürülmektedir. Dolayısıyla, 2008 yılında 3.7 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin edilen zayıflatıcı ilaç pazarının çok daha büyük boyutlara ulaşacağı düşünülmektedir. Halen pazarlanan iştah kesici ilaçların bazı önemli yan etkileri söz konusudur. Bu bakımdan daha güvenilir ve etkin maddeler için arayış sürdürülmektedir. Bu bakımdan son zamanlarda dikkati çeken ürünlerden biri de “Hoodia”dır.
Hoodia
Güney Afrika’da yetişen bir kaktüs türü, bölgede yaşayan yerli kabile halkı tarafından açlığı bastırmak amacıyla kullanıldığı tespit edilmiş. Bu bilginin ilaç geliştirilmek üzere değerlendirilmesi amacıyla Güney Afrika Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Konseyi tarafından bir İngiliz ilaç firması ile anlaşma imzalanmış, İngiliz firması da daha kapsamlı çalışmalar için bir uluslararası ilaç devi ile bu hakkı paylaşmış. Kaktüs üzerinde yürütülen bilimsel çalışmalar neticesi deney hayvanlarında iştahı bastıran (anoreksijenik) P57 kodlu bir madde (steroidal saponin) elde edilmiş. Etkisini santral bir mekanizma ile beyinde hipotalamusun ATP içeriğini artırarak gösterdiği tespit edilen bu madde üzerinde çalışmalar halen sürdürülmektedir. Gerek Hoodia bitkisi ve gerekse elde edilen etkili maddenin üzerinde henüz yeterli denek üzerinde yürütülmüş bilimsel nitelikte klinik etkinlik ve toksisite çalışmaları bulunmadığından zayıflama amacıyla kullanılması durumunda söz konusu olabilecek riskler bilinmemektedir. Firma tarafından toplam 60 şişman ve sağlıklı erkek denek üzerinde yürütülen klinik çalışmada günde iki defa 15 gün süre ile kullanıldığında kalori alımında yüzde otuzluk bir azalma sağlanarak vücut yağ bileşiminde 1 kg’luk bir düşme sağlanabilmiştir. Daha fazla denek üzerinde ve daha uzun süreli etkinlik ve güvenilirlik çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bakımdan ülkemizde de Tarım Bakanlığından izin alarak pazarlanan ve reklamı (!) yapılan ürünün kullanımında dikkatli olunması gerekir.
Pirüvat
Bilhassa A.B.D. piyasında insülin seviyesini azaltıcı, glikojen depolarını artırıcı ve serbest radikal oluşumunu önleyici özelliklerine bağlı olarak alınmış çok sayıda pirüvat formülasyonu patenti yer almaktadır. Deney hayvanlarında pirüvatın dihidroksiaseton ile birlikte kullanılması muhtemelen yağ yakıcı (termojenik) etki ile vücutta yağ birikimini azaltarak kilo almayı engellediği gözlenmiştir. Literatürde yer alan beş klinik çalışmanın sonuçları ümit verici olmasına karşılık, pirüvatın farklı kombinasyonları ve farklı deney protokolleri uygulandığından pirüvatın tek başına mı, diğer bazı maddelerle birlikte mi veya diyet ile birlikte mi, yoksa diyet uygulanmasına gerek olmadan mı etkili olabileceği konusunda net bir sonuç çıkarılamamaktadır. Ancak etkinin gözlenebilmesi için 10-50 gram gibi yüksek dozların kullanılması ve buna rağmen 1-1,5 kg gibi diyet uygulayanları pek de tatmin etmeyecek bir kilo kaybı sağlanabilmesi başlıca olumsuz hususlardır. Diğer taraftan, yapılan klinik çalışmaların (dördü) adreslerinin aynı ekip olması nedeniyle çalışmaların bağımsız gruplar tarafından tekrarlanması gerektiği düşünülmektedir.
Beta-hidroksi-beta-metilbütirat (HMB)
Vücut için gerekli bir amino asit olan lösin’in metabolitidir. Anne sütünde de bulunmaktadır. Bilhassa vücut geliştirmeye çalışanlar tarafından eksersiz ile yağ yakılmasını hızlandırması, vücudun geliştirilmesi (kas kitlesinin artırılması) için steroidal olmayan bir destek olarak yararlanılmaktadır. Mevcut dört adet klinik çalışma aynı grup tarafından ve şişman olmayan deneklerde yapılmıştır. Bu bakımdan sonuçların bağımsız çalışmalar ile desteklenmesi ve şişman deneklerde ne şekilde bir etki gösterebileceğinin araştırılması gerekir.
Konjuge linoleik asit (CLA) ve dihidroepiandrosteron (DHEA) ‘nın zayıflama amacıyla önerilmesine karşılık, insanlar üzerinde etkili olduğunu destekleyen klinik çalışmaların bulunmaması ve kullanımı ile herhangi bir yan etki oluşturup oluşmayacağı henüz değerlendirilmediğinden kullanılması riskli olabilir.
Değerlendirme
Sonuç olarak, “zayıflama ürünleri” piyasada en çok talep edilen ürünler arasında yer almaktadır. Türkiye’de olduğu gibi, Avrupa ve Amerika’da da Sağlık Bakanlığının resmi ilaç denetimlerinin dışında kalması nedeniyle, çeşitli ürünler etkinliği ve güvenilirliği hakkında yeterli klinik bilgiler bulunmadan piyasaya sürülebilmektedir. Bu nedenle, “zayıflamak” amacıyla kullanacağınız formülasyonların; etkinlik ve güvenilirliklerinin yanı sıra, ürün kalitesinin uygunluğunu da sorgulamanız gerekir. Çabuk zayıflamak amacıyla asla önerilen dozların üzerinde miktarları denemeyiniz. Çok önemli bir husus da, bilhassa kalp ve damar, mide-bağırsak ve beyin damarları ile ilgili sorunlarınız veya hastalıklarınız varsa ve bunlar için ilaç kullanıyorsanız, zayıflamak için kullanılacak formülasyonlar ile olası etkileşmeler konusunda hekim ve eczacınızdan bilgi alınız. Özellikle, bağırsaklardan yağ emilimini azaltıcı etkiye sahip ürünler, hayati öneme sahip ilaçların emilim oranlarını azaltarak büyük riskler oluşturabilmektedir. Ayrıca, bu tip ürünler diyetle alınan vitamin ve minerallerin de emilimini azaltarak, bilhassa uzun süreli kullanımlarda sağlık için olumsuz etkileri söz konusu olabilmektedir.