Enerji içecekleri pazarı giderek artarak milyarlarca dolarlık bir hacme ulaştı. Sadece Amerika Birleşik Devletlerinde 10 milyar doları geçen bir satış! İlk bakışta, günümüzün yükselen eğilimi olan egzersiz sırasında ya da sporculara enerji desteği sağlamak gibi düşünülse de; spor yapan, yapmayan toplumun geniş bir kesiminde günlük enerjiyi artırmak için sıklıkla tüketiliyor. Hatta risk sınırları zorlanarak, bazı kişiler tarafından, daha fazla içki içebilmek adına içki ile birlikte tüketilebiliyor. Ancak dünya genelinde sağlık otoritesi kuruluşlar tarafından yapılan değerlendirmelerin sonuçları bazı endişeleri ortaya koyuyor. Özellikle kalp ve sinir sistemi üzerinde gözlenen tehlikeli değişimlerin, ölüme varan sonuçlara yol açabileceği bildiriliyor.
Enerji içecekleri bileşiminde genel olarak kafein, guarana (kafein taşır), taurin (amino asit) ve ginseng kökü ekstresi yer almaktadır. Vücutta yağları yakmak için ilave edilen yüksek miktar efedrin ölümlere yol açtığından 2003 yılında Sağlık Otoritesi tarafından kullanılışı yasaklanmıştı. Ancak kontrol dışı pazarlanan ürünlerde hala bulunabiliyor. Bu bakımdan firma güvenilirliği son derece önemli.
Enerji içeceklerinin kalp üzerindeki risklerinin değerlendirmesinde göz önüne alınan en önemli parametrelerden biri elektrokardiyogramdaki (EKG) QT aralığıdır. Bu değer kalbin elektrik siklusunda Q dalga başlangıcından T dalga sonuna kadar geçen süre olarak ifade edilmektedir, yani diğer bir deyişle, kalp karıncığının elektrik uyarısı ile dolması ve boşalması arasındaki süre. Kalp hızlandıkça QT süresi kısalır; yavaşladıkça da azalır. QT/QTc süresinin 60 milisaniyeden fazla uzaması ya da toplam sürenin 500 milisaniyeyi aşması halinde hayati tehlikesi olan aritmilere söz konusu olabilmektedir.
Yeni yayımlanan bir çalışmanın sonuçları ilgimi çekti. Çalışma 30 sağlıklı gönüllü (18-40 yaşları arası) üzerinde Amerika’da yürütülmüş. Gönüllüler üç gruba ayrılarak başlangıçtaki kan basıncı (sistolik/diastolik), kalp hızı, kalp grafileri (EKG) vb. değerler kaydedilmiş. Ardından her gruba yaklaşık bir litre (960 mililitre) içecek verilmiş; 1. gruba enerji içeceği (karnitin, ginseng “800 miligram”, taurin, guarana, kafein, inositol, glikoz, gluküronolakton taşıyor), 2. gruba Ginseng kökü içeceği (800 miligram Ginseng kökü taşıyan limonlu/vişneli gazoz içinde), 3. Gruba ise etkisiz içecek (limonlu/vişneli gazoz) verilmiş ve başlangıç değerlerine göre değişim izlenmiş. Gruplar arasındaki farklılıkları giderebilmek amacıyla, altışar haftalık aralarla her üç grup gönüllü de enerji içeceği, ginseng içeceği veya plasebo içeceği içerek kalp değerlerindeki değişim kaydedilmiş.
Çalışmanın sonuçları değerlendirildiğinde, kullanılan bileşimdeki bir enerji içeceğinin yaklaşık 1 litre gibi yüksek miktarda tüketildiğinden iki saat sonra EKG ölçümünde QTc aralığında ortalama 6 milisaniyelik bir artışın yanı sıra kan basıncında 4 (mm Hg) yükselmeye yol açtığı görülmüş. Buna karşılık sadece ginseng (800 miligram gibi yüksek miktarda) verilen grupta EKG ve kan basıncında belirgin bir değişime yol açmadığı gözlemlenmiş. Araştırıcılar sonuçları, ginsengin tek başına uygulanması ile tansiyon üzerinde olumsuz bir etkisinin bulunmadığını, ancak kafein ile birlikte verilmesi durumunda tansiyonu 4 kademe gibi belirgin bir şekilde yükseltebildiği şeklinde yorumlamış. Bu durum özellikle tansiyonu sınır değerlerin üzerinde olan bireyler için artan bir risk olarak ciddiye alınmalıdır. Bilhassa “yüksek tansiyon belirtileri” konusunda tecrübesiz olan gençler için risk daha da fazla.
Benim bakış açımdan bu çalışmanın önemi ise farklı. Bilimsel araştırmalar Ginseng kökünün, özellikle ileri yaşlarda yetişkinlerde, vücut işlevlerinin düzenlenmesi, metabolizmayı dengelemesi ve vücuda enerji vermesi bakımından önemli olduğunu gösteriyor. Ancak birçok kaynakta Ginseng’in tansiyonu yükselttiği, uykusuzluğa neden olduğu şeklinde yalan-yanlış bilgiler yer alıyor. Bu yanlış algının kaynağı, genellikle Ginseng formüllerine kaçak olarak ilave edilen kafein ya da kafein taşıyan bitkilerdir. Bu şekilde bir sahteciliğin amacı, Ginseng’in etkisi ancak 3-4 haftalık bir kullanımdan sonra ortaya çıkarken, kafein ilave edilerek kişi kendisini ilk günden itibaren zinde hissetmesini sağlamak.
Bu suretle ürünlere olan talebi artırmak. Ancak bu gibi ürünlerin uzun süreli kullanılması ile kafeine bağlı olarak uykusuzluk, sinirlilik ve yüksek tansiyon gibi olumsuz etkiler ortaya çıkıyor. Yukarıdaki çalışma benim bu konudaki görüşlerimi desteklemesi bakımından önemli.
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Enerji içeceklerinin kalp işlevleri üzerindeki risk değerlendirmesi' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."
Shah SA., et al., 2016. Electrocardiographic and blood pressure effects of energy drinks and Panax ginseng in healthy volunteers: A randomized clinical trial. International Journal of cardiology 218, 318-323.