Son zamanlarda etin kuyruk ve diğer kısımlarında yer alan doymuş yağların tüketilmesinin bazı uzmanlar tarafından yapılan -şimdiye kadar bilinenlerin aksine- sağlık için zararlı olmadığı şeklindeki öneriler tartışılıyor. Bu görüşe uzmanların büyük çoğunluğu bu görüşe haklı olarak karşı çıkıyor, ancak bence farklı görüşlerin olması gerçeğin bulunmasında önemli rol oynamaktadır. Tabi farklı görüşler uzmanların hangi açıdan baktığı ile ilgili. Derinliği olan bir nesnenin etrafında toplanan kişilerin nesneye bakış açıları değiştiği için herkes kendi görüş alanındaki kısmını görebilir. Tıpta uzmanlaşmayı da aynı şekilde tanımlayabiliriz. Mesela, bir üroloji uzmanına gittiğinizde genellikte böbrek, mesane vd. ön plandadır, vücudun diğer kısımları ikinci derecede kalır.
Kuyruk yağı öneren uzmanların hangi bakış açısından baktığını bir kenara bırakalım; ben bilimsel bulgulara dayanarak, “kuyruk yağı” gibi doymuş yağ tüketiminin yol açabileceği önemli kronik hastalıklardan bahsetmek istiyorum.
İki hafta önceki yazımda bağırsaklarımızda bulunan yararlı mikroorganizmalar olan “Probiyotikler”den bahsetmiştim. Antibiyotikler ve bazı ilaçların kullanılması, stres vd. bazı hastalıkların probiyotiklerin gelişimine zarar vererek önemli hastalıkların oluşumuna yol açabildiği yönünde giderek artan bilimsel kanıtlar bulunuyor. Bunlardan biri olan “endotoksemi”, şişmanlık başta olmak üzere şeker hastalığı gibi birçok kronik hastalığı tetiklediği bildiriliyor. Peki, burada kuyruk yağı gibi doymuş yağların rolü ne?
Besinlerle aldığımız doymuş yağlar bağırsaklarımızda probiyotik bakterilerin gelişimini olumsuz etkiliyor. Bağırsaklarımızda yararlı bakterilerden boşalan yerlere önemli hastalıklarda başrol oynayan gram negatif bakteriler tutunuyor. Endotoksinler bu hastalık yapan bakteri (Enterobactericeae ve Pseudomonadaceae grubu bakteriler) hücrelerin dış yüzeyinin proteinler, lipitler ve lipopolisakaritlerden (LPS) ibaret temel bileşenidir. İşte bu LPS vücutta yangı (iltihap) tepkimelerini başlatan kuvvetli bir etkendir (toll-benzeri reseptörler TLR-2 ve -4 vasıtasıyla tetikler). Bilindiği gibi yangı, kanser dâhil çok önemli kronik hastalıkların tetikleyicisi durumundadır. Diğer taraftan, doymuş yağlar hastalık yapan bu bakterilerin endotoksinlerinin bağırsak hücrelerinden emilerek kana karışmasına ve kan yoluyla tüm vücudu dolaşarak yangı tepkimesinin tüm vücutta tetiklenmesine yol açabilmektedir (endotoksemi).
Yürütülen klinik çalışmalarda dengeli diyetle beslenen ve/veya düzenli egzersiz yapan bireylerde kan LPS değerlerinde belirgin düşme gözlemlendiği bildirilmektedir. Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalar da aynı sonuçları veriyor. Yüksek doymuş yağ veya yüksek karbonhidrat diyeti uygulandığında farelerde kan LPS derişiminin belirgin bir şekilde yükseldiği, hatta doymuş yağ ile bu artış miktarının karbonhidrat verilen gruba göre daha da yüksek olduğu gözlemlenmiş.
Yüksek kan LPS derişiminin yol açtığı tespit edilen hastalıklar neler mi? Öncelikle algılama bozuklukları, Alzheimer hastalığı, koroner arter hastalıkları, inme, şeker hastalığı, kanser, sekonder olarak da alerji, otizm, otoimmün hastalıklar, bipolar hastalık, kronik yorgunluk sendromu, KOAH, ensefalopati, fibromiyalji, HIV, böbrek hastalıkları, karaciğer sirozu, makular dejenerasyon (sarı nokta), şişmanlık, kemik erimesi, Parkinson hastalığı, romatizma, şizofreni, vd. gelişiminde rol oynuyor Geriye ne kaldı? HALÂ KUYRUK YAĞI YEMEĞİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Zeytinyağı ile kuyruk yağı aynı mı?
British Medical Journal’da yayımlanan bir çalışmanın sonuçları gazetelere “Kalple yağ barıştı” şeklinde yer aldı. Haberde Amerika Kalp Enstitüsü ve Batı İskoçya Üniversitelerinin ortak çalışmasında yağ tüketiminin kalp rahatsızlıkları ile doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı, yağ yerine karbonhidrat yüklenmesinin ise şişmanlığı körüklediği bilgisi yer alıyordu. Haberin devamında balık, zeytinyağı, fındık gibi besinleri tüketmeleri önerisi yer alıyordu. Buraya kadar olan bilgiler yeni değil, zaten herkesin bildiği öneriler. Ancak haberi hazırlayanının eklediği yorum gerçekten komik; Diyor ki “Son araştırma Prof. Karatay’ın eti yağıyla tüketin önerisini destekliyor”. Hâlbuki çalışmanın bu öneri ile hiç bir ilgisi yok! Hocamız doymuş yağ olan kuyruk yağının yenilmesinden bahsederek, çalışmada yapılan öneriler zeytinyağı, balık yağı, fındık yağı gibi doymamış yağlar ile ilgili. Yani haberi hazırlayanlar sapla-samanı birbirine karıştırmış görünüyor. Artık sağlıklı yaşam bilincinde olan herkes karbonhidratlı besinlerden kaçınması gerektiğini, doymamış bitkisel ya da balık yağlarının önemini biliyor.
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Kuyruk yağı gibi doymuş yağların tüketimi birçok kronik hastalığın tetikçisi' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."
Bengmark, S., 2013: Gut microbiota, immune development and function. Pharmacological Research 69, 87-113.
Lira FS, et al., 2010: Endotoxin levels correlate positively with a sedentary life-style and negatively with highly trained subjects. Lipids in Health and Disease 201;9: 82.
Pendyala S., et al., 2012: A high fat-diet is associated with endotoxemia that originates from the gut. Gastroenterology 142, 1100-1.
Pussinen PJ, et al., 2011: Endotoxemia is associated with an increased risk of incident diabetes. Diabetes Care 34, 392-7.