Sanırım tüm gazetelerde son iki ayda her gün karşımıza çıkan “Domuz gribinden korunma ve tedavi yollarına” ilişkin farklı öneriler ve haberlerden biraz bıktık. Bu nedenle bu hafta farklı konuda yazmak istedim.
Geçen hafta bir arkadaşım 1940-1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri basınında yer alan sigara reklamlarını göndermiş. O zamanların tanınmış aktör ve aktrisleri bu reklamlarda sigaranın ne kadar yararlı ve keyif verici bir materyal olduğunu vurguluyor; John Wayne, Marilyn Monroe, ve diğerleri. Eski Başkan Ronald Reegan da, o zamanlar bir aktör olarak, yeni yılda sevdiklerinize hediye olarak bir karton kutu sigara gönderilmesini öneriyor. En çok dikkatimi çeken ise, “Doktorunuzun tercih ettiği sigara” şeklinde sanki sağlık için yararlı bir meta gibi gösterilmesi. Zaten ABD’deki mahkemelerde sigara şirketlerinin başını derde sokan, büyük tazminatlar ödemek zorunda bırakan da bu reklamlar oldu.
Söz sigaradan açılmışken dikkatimi çeken iki önemli çalışmanın sonuçlarından bahsetmek istiyorum. 1960’lı yıllarda yaşanan talidomid faciasından sonra, hamilelik döneminde kullanılan ilaçların bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz etki yapabileceği korkusu yaşanır. Bilhassa yeterli bilgi ve bulgunun sağlanamadığı bitkisel ilaçların bu dönem içerisinde kullanılmaması yönünde uyarılar yapılır. Ama nedense hamilelik döneminde sigara içen annelerin çocuklarında sigaranın yol açabileceği riskler göz ardı edilir. Değişik dönemlerde yapılan çalışmaların sonuçları, hamilelik döneminde günde ortalama 10 sigara içen annelerin erkek çocuklarında sperm canlılığının yüzde 25 ile yüzde 50 arasında daha az olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmalar sperm sorunu yaşayan erkeklerin annelerine yapılan sorgulama sonucu (retrospektif) ortaya çıkan sonuçları yansıtmaktadır.
Yeni bir çalışma ise farklı olarak daha gerçekçi bir yaklaşım ile uygulanmış. Bu çalışmada, 1984-1987 yılları arasında Danimarka’da erkek bebek doğuran annelerin hamilelik dönemindeki yaşam şekillerinin incelendiği bir çalışmaya katılan 11.980 hamile bayan arasından seçilen 347 anne ve oğulları üzerinde yürütülmüş. Deneyin yapıldığı tarihlerde artık birer delikanlı olan (18-23 yaşları) bu grup erkeklerde değerlendirmeye alınan sperm özelliklerinde dikkati çekici olumsuz değişiklikler gözlenmiştir. En belirgin değişiklik sperm sayısındaki azalma (yüzde 38), ayrıca sperm yoğunluğu (yüzde 17) ve meni miktarında (yüzde 19) da azalma görülmüş. Bu çalışmanın sonuçları anne adaylarına dikkat etmeleri gereken bir önemli hususu ortaya koyuyor. Şüphesiz bu sorumluluğu sadece annelere yüklemek haksızlık olur. Sigara dumanlı ortamlarda bulunan kişilerin de sigara içmiş kadar etkilendiği gözönüne alınırsa diğer aile fertleri de aynı hassasiyeti göstermeli.
Ayağını sıcak tut, başını serin
Geniş kapsamlı “Sigara Yasağı” uygulamasından bu yana dört aydan uzun süre geçti. Sıcak yaz günlerinde karşılaşılan uygulama sorunlarının alınan bazı önlemler ile aşılmasına karşılık, havaların soğumaya başlaması ile sıkıntı yarattığı bir gerçek. “Ticari deha” hemen bir çözüm üretti; “Açık alan sobaları”. Ancak kavram bana biraz ters geldi. Eskilerin bir sözü vardır; “Ayağını sıcak tut, başını serin”. Gribin dehşet saldığı şu günlerde tepenizden gelen ısıya rağmen bacak ve ayaklarınızın ısınamadığını düşünürsek, hastalanmaya zemin hazırlanmıyor mu?
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Hamilelik döneminde sigara içen annelerin çocuklarını bekleyen tehlike!' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."