Bahar nihayet geldi, arkasından yaz ve deniz. Kışın aldığımız kilolardan hemen kurtulmak gerek! Manşetlerde çeşit çeşit zayıflama ürünleri, uzmanların çeşitli diyet önerileri. Bir kaç sütuna ilanlar, iki-üç gün içerisinde zahmetsizce zayıflatan ürünler; kim istemez ki çile çekmeden kısa sürede zayıflamayı. Ama maalesef ürünlerin bileşimleri hakkında üzerinde yazılanlar ne derecede doğru bilemiyorum. Büyük çoğunluğu “gıda desteği” olarak değerlendirildiğinden hiç bir kontrol yapılmıyor. Dolayısıyla ne derecede güvenli olabileceği veya etkili olabileceğini değerlendiremiyorum. Kilo vereyim derken sağlığınızı riske atabilirsiniz!
Fazla kiloların ve şişmanlığın kişilerin görünüşü üzerindeki olumsuz etkilerinden daha önemlisi insan sağlığı bakımından yarattığı riskler; kalp ve damar hastalıkları, diyabet gelişimi ve daha bir çoğu. Artık herkes bu risklerin bilincinde. İdeal olan uzman kontrolünde, dengeli bir günlük diyet programı uygulayarak, kontrollü spor yaparak, uzun bir sürece yayarak yavaş yavaş kilo vermek. Bunun için de öncelikle “kararlılık” gerekir. Zaten zayıflama programlarında psikolojik destek alınması (uzman ve ilaç) öneriliyor. Geçenlerde gazetede yer alan, bir uzman hekimin “hızla verilen kilolar, tekrar hızla geri alınır” görüşüne katılıyorum.
Kilo verme amacı ile uygulanacak programlar ve ürünlerin gelişigüzel bir şekilde seçilmesi son derece riskli. Bu nedenle mutlaka uzmanların görüşlerinin alınması doğru olacaktır. Diyet programı ve ilaç tercihlerinde uzmana hastalıklarınız, geçirdiğiniz ameliyatlar vb. tüm bilgilerin atlanmadan verilmesi bence son derece önemlidir. Mesela, kişinin safra kesesi taşı sorunu varsa veya safra kesesi ameliyatla alınmışsa (kolesistektomi), zayıflatıcı ürünlerde, ve son yıllarda moda olan detoks ürünlerde de, sık sık yer alan safra söktürücü (koleretik) etkiye sahip bitkisel (veya doğal) materyallerin kullanımından kaçınmak gerekir. Kişide safra taşını oynatarak safra kesesinin tıkanma riski veya safra kesesi olmayanlarda ise karında veya belde şiddetli sancılara yol açabilir. Benzer şekilde, böbrek taşı şikayeti bulunan kişilerde idrar artırıcı çayların kullanılması ile söz konusu olabilecek idrar yolu tıkanıklıklarına dikkat edilmesi gerekir.
Dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli husus ise, zayıflama amacıyla kullanılan diyet programları ve zayıflatıcı ürünlerin, kişilerin tedavileri için kullanmak zorunda oldukları diğer ilaçların etkilerini engellememesi veya değiştirmemesi. Bu bakımdan mutlaka eczacınızın yardımını alın. Bilhassa kalp ve damar hastalıkları, diyabet ve diğer metabolik hastalıklar, mide-bağırsak sistemi hastalıklarının tedavisinde uygulanan ilaçların etkinliği üzerinde olumsuz etkiler söz konusu olabilmektedir. Mesela, zayıflama programlarında sık sık yer alan greyfurt suyu karaciğerde bazı ilaçları metabolize eden enzimi (sitokrom P450 3A4) baskılayarak tedavide kullanılan ilacın metabolize olmadan kana yüksek oranda emilimine neden olmakta ve beklenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu risk diğer meyva suları için de söz konusu olabilir.
Şüphesiz bir de, zayıflama için reklamı yapılan ürünlerden mucize beklememek gerekir. Başarı kişiden kişiye, kişinin metabolizmasına, kararlılığına bağlı olarak değişir. Nitekim, yapılan klinik çalışmalar bu tip ürünlerin etkili olup olmadığını net bir şekilde ortaya koyamamaktadır.
Kilo vermek amacıyla en sık uygulanan yaklaşımlardan biri, idrar artırıcı ve müshil etkili bitkilerin kullanılması ile “vücuttan suyu uzaklaştırma”. Piyasada bulunan “Calluna” veya diğer adı “Erica” olan “süpürge çalısı” çayı 3 günde 5 kilo verdiriyormuş! Herkes cildi nemini kaybetmesin diye yaşlanma etkilerini önleyici “anti-aging” kozmetik ürünlere bavullar dolusu para harcarken içteki suyu atmanın doğru bir tercih olup olmadığını bilemiyorum. Ayrıca vücut elektrolit dengesindeki bozulma önemli sorunlar yaratabilir. Esas kaçınılması gereken ürünler “sinameki” ve benzeri stimülan müshil etkili olanlar. Doğal bağırsak ritmini bozacak bu tip uygulamalar kalıcı kabızlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca kalp-damar ilacı kullananlarda aşırı sıvı kaybına bağlı olarak vücutta elektrolit dengesinin bozulma riski söz konusu. Sürekli kullanımlarda ortaya çıkabilecek kolorektal kanser gelişimi riski nedeniyle, bu tip müshillerin 7-10 günden fazla sürekli kullanılmasından kaçınılmalıdır. Ancak şişerek etki gösteren müshilller, uzun süreli ve yüksek miktarlarda kullanılmamak koşulu ile kullanılabilir.
Zayıflatıcı olarak kullanılan diğer bir bitki grubu ise yosunlar; Spirulina, Chlorella, Fucus. Zengin bir vitamin ve mineral içeriğine sahip olan bu tip ürünlerin muhtemel etki şekli tiroit bezinin uyarılmasına dayanıyor. Ancak zengin iyot içeriği nedeniyle hipertiroidizm riskini artırması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle, tiroid bezi fonksiyonları ile sorunu olan kişilerde kullanımından kaçınılmalıdır.
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Baharda zayıflama zamanı' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."