Genel olarak ilkbahar ayları zayıflama zamanı olarak düşünülür. Yazlık kıyafetler veya mayo içerisinde daha iyi görünmek için, yaz gelmeden veya tatile gitmeden önce zayıflayarak kışın elbiselerin altına saklamaya çalıştığımız kilolardan kurtulma çalışırız. Gazetelerde ve dergilerde zayıflama önerileri bu dönemde sık sık yer alır. Ancak zayıflamanın sadece bu dönem içerisinde düşünülmesi söz konusu olamaz. Şişmanlığın sağlığımız için önemli riskler oluşturduğunu biliyoruz. Her yaş döneminde her insan için zamanında alınacak önlemler ile daha katı ve zor koşullu programları uygulamak zorunda kalmadan sorunun giderilmesine çalışmak gerekir. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için bu şarttır. Yazın tatil döneminde rahatlamanın verdiği serbestlikle çoğumuz bazen yediğimizin miktarını kaçırırız. Hele “herşey dahil” kavramını uygulayan bir yerde tatil yaptıysanız kısa sürede birkaç kilo almak yüksek ihtimal. Dolayısıyla tatil dönüşünde de diyet programları uygulamaya gerek duyuluyor. Ama bu defa belki elbiselere girebilmek veya formu koruyabilmek için. Yani zayıflamanın zamanı olmaz.
Zayıflamanın çeşitli şekilleri var. Bunlardan biri cerrahi seçenek tabi, mesela “mide kelepçesi” taktırmak. Ancak önemli komplikasyonları ve riskleri bulunduğunu gazetelerde de takip ediyoruz. Düzenli spor ve düşük kalorili gıda rejimleri uygulamak da bir seçenek şüphesiz, ancak çoğu kişi için düzenli olarak bu programları uygulamak oldukça zorlayıcı oluyor. Bazıları ise bir ilaç yardımıyla zahmetsiz bir şekilde aldığı kilolardan kurtulmayı hayal ediyor. Fakat zayıflama ilaçlarının da önemli riskleri bulunduğunu biliyoruz. Bir kısmı zaten sadece hekim reçetesiyle ve kontrol altında kullanılabiliyor.
Reçete ile satılan ilaçların haricinde, bir de “doğal zayıflama ürünleri” olarak pazarlanan ve eczaneler dışında da serbestçe satılan ürünler bulunuyor. Bu tip ürünler arasında en basit zayıflama ürünleri “Zayıflama çayları”. Bu tip ürünlerin içerisinde çoğunlukla vücuttan sıvı (diüretikler) ve dışkı (müshil) atılımını artıran bitkilerin yanı sıra gaz giderici bitkiler yer almaktadır. Bilhassa vücutta sıvı ve dışkı atılımını artıran bu tip çayların kullanılmasının da önemli riskleri bulunuyor. Bilhassa vücuttan aşırı miktarda tuz atılımına bağlı olarak “mineral dengesinin” (özellikle potasyum) bozulması, bilhassa kalp hastaları için önemli bir tehlike. Tansiyon hastalarının aldığı ilaçların etkisini istenmeyen bir şekilde artırabiliyor. Kaldı ki cildin nemini korumak ve dolayısıyla daha genç görünmek için için avuç dolusu paralar harcarken vücuttaki sıvının atılmasına çalışmak da ne kadar akılcı geliyor. Bu tip etkiye sahip ürünlerin kullanımında bir diğer tehlike de, dışkılamayı artırmak amacıyla ilave edilen müshil etkili ilaçların normal bağırsak ritmini bozması ve neticede kalıcı kabızlık sorununa yol açması. Bu son derece önemli bir husus, çünkü bitkisel (sinameki, akdiken gibi) de olsa tüm müshillerin sürekli olarak kullanılması uzun vadede “kolon kanseri” görülme riskini artırdığı biliniyor. Bu tip müshillerin en fazla bir hafta süre ile kullanılması, daha uzun süreli kullanımdan kaçınılması gerektiğinden daha önce de bahsetmiştim. Zaten vücuttan sıvı ve dışkı atılımını artırmaya dayalı olan ürünlerin sağladığı çözümler geçici. Kişiler bu ürünlerin kullanımını kestiği an, aynı hızla tekrar verdikleri kiloları almaya başlıyor.
Zayıflamadaki başarı, kilo vermek değil, verilen kilonun tekrar alınmaması, yani sağlanan formu koruyabilmek. Tabi en önemlisi de kullanılan ürünün sağlık üzerinde olumsuz bir etkisinin olmamasıdır.
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Zayıflamanın zamanı olur mu?' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."