“Propolis”, arıların kovanları örtmek amacıyla, bitkilerin tomurcuklarından, hazırladıkları sarımsı esmer renkli reçinemsi maddeye verilen isim. Mikroorganizmalara karşı “mikropkıran” etkileri nedeniyle kovanları koruyucu özelliği var. Propolis, son yıllarda dikkati çeken bir doğal ürün olmasına karşılık, halk tabetinde kullanılışı çok uzun bir geçmişe sahip. Şüphesiz yararları hakkında birşeyler duymuşsunuzdur. Propolis’in başlıca etkili bileşenlerinin flavonoitler, fenolik bileşikler ve terpenler olduğu biliniyor. Ancak bileşimi hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değil; toplandığı yerin iklim ve coğrafik özelliklerinin yanı sıra, arıların yararlandıkları ağaçların ve bitkilerin cinsi gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak bileşimi büyük farklılıklar göstermektedir. Yapılan çalışmalar ılıman bölgelerden, subtropik ve tropiklerden elde edilen propolis ürünlerinin bileşimlerinin büyük ölçüde farklılık gösterdiğini ortaya koymuş. İlginç olan husus bileşimlerinin bu kadar farklı olmasına rağmen biyolojik etkilerinin birbirine çok benzer olması. Arılar hangi bitki kaynağını kullanırlarsa kullansın propolisin, amaçları doğrultusunda, “kovanları koruyucu” özelliğini ve etkilerini sağlayabilmiş.
Propolis’in başlıca etkileri mikropkıran, iltihap giderici (antienflamatuvar), antioksidan, bağışıklık sistemini uyarıcı ve antikanserojenik, vb.. Söz konusu etkilerden, mikropkıran hariç diğerlerinde, kafeik asit feniletil esteri (CAPE) bileşeninin önemli rol oynadığı gözlenmiş (Avrupa tipleri için). Ancak diğer bileşenlerinin bu etkilerdeki rolü henüz tam olarak incelenmemiş. Propolis’in en dikkati çekici özelliği, geniş bir etkinlik spektrumuna sahip mikropkıran etkisi; bakteri, virüs, mantar gibi farklı tip mikroorganizmalara, hatta protozoa (giardia) veya grip, uçuk ve HIV virüslerine bile, karşı etkili olmaları ve bu etkinliğin bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuş olması. Bu kadar geniş etki spektrumuna sahip olmasına karşılık yine de antibiyotiklerin yerine bir alternatif olarak değerlendirilmesi son derece yanlış olur. Propolis taşıyan ilaçlardan antibiyotik tedavilerinde yardımcı olarak veya koruyucu tedavilerde yararlanmak daha doğru olur. Mesela, boğaz pastili, gargara, şurup veya boğaza sıkılan sprey tipi formülasyonlar en uygun olanları. Ancak burada bir soruna dikkatinizi çekmek isterim; propolis pahalı bir ürün olduğundan piyasada bulunan ürünlerde yeterli miktarda propolis bulunmayabiliyor. Hatta gerekli miktarın onda biri gibi düşük bir miktar ilave edilerek kandırmaca yapılabiliyor. Bu tip ürünler genel olarak “gıda desteği” adı altında Tarım Bakanlığından alınan izin ile piyasaya sürüldüğünden yeterli miktarda propolis taşıyıp taşımadığı kontrol edilmiyor.
Soğuk algınlığında ne derecede etkili?
Propolis ürünleri, güvenilirliği nedeniyle bilhassa çocuklarda tercih ediliyor. Bence yetişkin veya çocuk herkes tarafından, antibiyotik kullanılmasının zorunlu olmadığı, basit enfeksiyonlarda bu tip ürünlerin tercih edilmesi tedaviye yardımcı olacaktır. 1-5 yaşları arasında, 430 çocuk üzerinde yürütülen bilimsel nitelikte (Randomize ve çift körlü, plasebo kontrollü) bir klinik çalışmada, Echinacea, propolis ve vitamin C taşıyan bir şurup 3 ay boyunca çocuklara verilmiş. Yapılan değerlendirme sonucunda, çocuklarda dönem içerisindeki üst solunum yolu rahatsızlığına yakalanma sıklığında, yani hasta olduğu günlerin sayısında, yüzde 55’lik bir azalma sağlanmış.
Literatürde Echinacea ve diğer bazı bitkiler ile kombine tedavilerde ağızda tekrarlayan aft yaraları, divertikulit gibi vakalarda başarı ile kullanıldığı vakalar yer almaktadır.
Propolis’in yan etkisi var mı?
Propolis ürünlerinin doğrudan bir yan etkisi bulunduğuna dair herhangi bir kanıt yok. Ancak içerisinde polen bileşenleri taşıdığından, allerjik bünyeli kişilerde kullanımında dikkatli olunması gerekir. Bilhassa allerjik dermatit tipi yan etkiler görülebilmektedir. Görülebilme sıklığı %1.2-6.6, yani ortalama her 100 kişiden 5’inde bu tip şikayetler söz konusu olabilir. Başlıca allerjen bileşenleri kafeik asit türevleri (3-metil-2-butenil kafeat ve feniletil kafeat). Propolis taşıyan ilaçların yanı sıra kozmetik ürünlerde (şampuanlar, saç kremleri, dudak çatlamasına karşı kullanılan rujlar, diş macunları) de yer alması nedeniyle, uzmanlar dikkatli olunmasını ve önceden allerji testi yapılmasını öneriyor. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi, propolis oldukça pahalı bir ürün olduğundan, “propolisli” diye reklamı yapılan ürünlerde bile kullanılması gereken miktarın çok altında bulunuyor. Dolayısıyla bence pek tehlike söz konusu olamaz. Ama ya “doğru üretici” ise?
"Günlük sağlık haberleri ve benzer konularla ilgilenenler için www.saglikiletisimplatformu.com'u ziyaret etmekte fayda var. Bu platform, çeşitli sağlık konularıyla ilgili makaleler, uzman görüşleri ve güncel bilgilere erişim sağlıyor. Ayrıca, 'Arı kovanından gelen sağlık; Propolis' gibi özel sağlık sorularınızı da burada bulabilirsiniz. Ancak, daha detaylı bir inceleme ve kişisel sağlık durumunuzla ilgili öneriler almak isterseniz, online danışmanlık hizmetleri sunan www.onlinemuayenehane.com'u da ziyaret etmenizi tavsiye ederim."