Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü (İEGM) tarafından hafta içerisinde yapılan bir açıklamada Aktar ve Baharatçılarda zayıflama ürünleri, cinsel işlevleri destekleyen ürünler, bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ürünler ve depresyon üzerinde etkili (antidepresan) olduğu ileri sürülen ürünlerin satışının yasaklandığı bildirildi. Gecikmiş bir karar olmasına rağmen, bu kararı izleyebilecek daha köklü önlemler alınmasına yönelik yeni düzenlemelerin habercisi olarak görüyor ve umutlanıyoruz.
Aslında 1985 yılında yayımlanan bir genelge ile bu tip dükkanlarda baharat kapsamı dışında kalan ve özellikle insan sağlığı bakımından risk oluşturabilecek bitkisel ürünlerin bulundurulması ve satışı yasaklanmıştı. Ancak bu genelge, maalesef, çok kısa bir süre uygulanabilmiş, hatta varlığı bile unutulmuştu. 2009 yılında bu genelge ve ekli yasaklı bitki listesi güncellenerek tekrar gündeme getirilmiş olmasına rağmen, bu güne kadar geçen sürede fazla bir gelişme olduğuna şahit olamadık. Bu konuda size güncel bir örnek vermek isterim.
Bir ay kadar önce bir tanıdığın kızı bir aktara giderek saçlarını parlak gösterecek önerilerini sormuş ve önerilen bazı bitkisel ve diğer tip ürünleri satın almış. Aktarın verdiği ürünlerin güvenilirliği ve etkinliğini bana sordular. Bu ürünler arasında biri dikkatimi çekti; “entele otu”. Hiç duyduğum bir isim değildi. Kaynaklarım arasında uzun aramalar sonucu sadece bir aktar kaydında ”entele” adına rastlayabildim. Tanıdıklarımdan bana örnek göndermelerini rica ettim. Gelen örneği incelediğimizde zehirli alkaloitler taşıdığı için aktarlarda bulundurulması yasaklanan “bit otu” tohumu olduğunu ve kimyasal analizi ile de alkaloit taşıdığını tespit ettik. Anlaşılan o ki, zehirli ve yasaklı “bit otu” adı değiştirilerek müşterilere satılıyor. Sürülen yerde deride çatlak bulunması durumunda, ya da eller iyice yıkanmadan mukoza ile temas ettirildiğinde vücuda emilerek sağlık için tehlike yaratma riski yüksek. Şahit olduğum bu durum da net bir şekilde gösteriyor ki, 2009 genelgesine rağmen riskli ürünler isim değiştirilerek, ya da banko altından gözüne kestirdikleri kişilere rahatça satılabiliyor.
Denetimi kim yapacak?
O halde sorun; etkin denetim. Peki denetimi kim yapacak? Genelge Valiliklere gönderildiğine göre emniyet birimlerinin mi yapması gerekiyor? Emniyet görevlisi, zehirli ile zehirsiz bitkiyi nasıl ayırt edebilecek? Entele otunun bit otu olduğunu nereden bilebilecek? Benim kanımca etkin bir denetim için İEGM altında Farmakognozi veya Fitoterapi yüksek lisansı yapmış eczacılardan oluşan bir denetim ekibinin kurulması gerekiyor. Aksi takdirde bu genelge de 1985 genelgesi gibi unutulur gider.
Beklentilerimiz internet üzerinden ya da medya (radyo ve TV) satış kanallarından kontrolsüz bir şekilde satılarak insan sağlığını tehlikeye atan ürünlere yönelik etkin önlemler alınması. En son bir kaç ürüne yönelik alınan toplatma kararları buz dağını görünebilen sadece bir noktası!