Normal hamilelikte metabolik gereksinimler artmakta ve dokuların oksijenlenmesindeki yükselmeye bağlı olarak oksidatif stres riski de artmaktadır. Bu artan risk nedeniyle anne adayının beslenme diyetini bu zararlı serbest oksijen radikallerini yok edici etkiye sahip antioksidanlar, çoklu doymamış yağ asitleri (Omega-3) ve diğer radikal süpürücü bileşenler bakımından zengin olacak şekilde düzenlemesi önerilmektedir.
Somon balığı Omega-3 yağ asitleri için zengin bir kaynak olarak biliniyor. 2011 yılında yayımlanan kapsamlı bir çalışmada hamilelikte yağlı somon balığı tüketiminin yeni doğan bebeğin astım, alerjik rinit gibi atopik hastalıklara yakalanma riskini düşürebileceği ortaya konulmuştu. Bu klinik bulgu saha çalışmaları (epidemiyolojik) bulguları ile de desteklenmekte, hamilelik süresindeuygun antioksidan desteklerinin yenidoğan bebekte atopik ve alerjik hastalıkların gelişimini önemli ölçüde engellenebileceği bildirilmektedir.
Yeni yayımlanan bir klinik çalışmada 54 hamileye, hamileliğinin yirminci haftasından itibaren doğuma kadar geçen (38.nci hafta) süreçte, diyetlerine haftada iki defa yağlı somon balığı (150 gram çiftlik somonu) eklenmiş. Çalışmada plasebo grubu (balık verilmeyen) olarak alınan 54 hamilenin ise bu süre içerisinde normal beslenme programlarını uygulaması istenmiş. Burada yararlı özellikleri daha az olduğu bilinen çiftlik balığı verilmesinin nedeni risk oluşturabilecek zararlı toksinler taşımadığından emin olunması. Bir diğer belirtilmesi gereken husus ise gerek balık verien ve gerekse verilmeyen gruplarda bulunan hamilelerin yaş, beden ağırlığı, sağlık durumları bakımından benzer özelliklerde olması. Bu uygulamanın haftada 3,45 gram Omega-3 (eikozapentaenoik asit ve dokozahekzaenoik asit), 28 mikrogram D3 vitamini ve 86 mikrogram selenyum sağlayabileceği hesaplanmış. Başlangıçta (20. hafta) ve daha sonra (34 ve 38. haftalar) alınan kan örneklerinde vücuttaki antioksidan enzimler ve maddelerin miktarları karşılaştırmalı olarak izlenmiş.
Çalışmanın sonuçları hamilelerde enzimatik olmayan antioksidanların (E vitamini, beta-karoten, koenzim-Q10, retinol vd.) kan seviyelerinin hamileliğin son haftasına doğru belirgin bir şekilde düştüğünü gösteriyor. Bu durum yukarıda bahsettiğim gibi hamilelik süresince artan oksidatif baskıya bağlı olduğu gibi, bu maddelerin giderek gelişen bebek tarafından da artan bir oranda kullanılmasına bağlı. Ancak somon balığı retinol bakımından zengin olduğundan, balık verilmeyen hamilelerde gözlenen kayıp yüzde 20 civarındayken, somon balığı verilenlerde yüzde 10 oranında kalmıştır.
Diğer taraftan, balık verilen ve verilmeyen gruplardaki hamile bireylerin vücut antioksidan savunma sisteminde (katalaz, süperoksit dismutaz enzimleri) bir farklılık görülmemesine karşılık, somon verilen hamilelerde antioksidan bir mineral olan selenyum değeri belirgin bir şekilde yükselmiştir. Somon verilenlerde Selenyumdaki bu artışa bağlı olarak da vücutta antioksidan etkili bir başka enzim olan glutatyon seviyesi de artmıştır.
Sonuç olarak, doğacak bebeğin özellikle astım veya alerjik rinit gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek alerjik/atopik hastalıklardan korunması için anne adayının hamilelik döneminde antioksidanlar bakımından zengin beslenmesi önemli. Bu bakımdan diyet programında vücudun antioksidan savunma sistemini kuvvetlendirmek için farklı antioksidanların kullanılması önemli. Yani sadece meyveler ya da antioksidanlar alınması yeterli değil. Burada bir hususu belirtmek isterim. Bu çalışma İsveç’te yapılmış. Yani kullanılan somon balığı soğuk deniz balığı, yani yağlı balık ve Omega-3 bakımından zengin.
Garcia-Rodriguez CE., Mesa MD., et al, 2012: Does consumption of two portions of salmon per week enhance the antioxidant defence systemin pregnant women? Antioxidants%Redox Signaling 16, 1401-6.