Hangi meyve ve sebzeler eklem kireçlenmesi riskini azaltıyor?
Halk arasındaki adı ile kireçlenme, ya da bilimsel terminolojide osteoartrit (OA), özellikle yaşlılık dönemlerinde sık olarak görülen ve hareket güçlüğüne yol açan bir eklem hastalığı. Nedenleri henüz tam olarak bilinmiyor; kalıtım yani ailesel yatkınlık OA vakalarının yaklaşık yarısında karşılaşılan bir etken. OA gelişiminde belirlenen bir diğer etken ise şişmanlık. Yapılan çalışmalar beden-kitle indeksi arttıkça özellikle dizlerde kireçlenme riskinin arttığını gösteriyor. Henüz bu konuda açıklayıcı bir neden-sonuç ilişkisi bulunmuyor; yapısal, hormonal (leptin, adinopektin vb.) veya diğer çevresel nedenler üzerinde duruluyor.
Beslenme ve Kireçlenme ilişkisi
Kişinin beslenme şekli sadece beden-kitle indeksinin normal sınırlar içerisinde tutularak OA riskini azaltması bakımından değil, aynı zamanda bazı risk etkenlerinin azaltılması bakımından da önemlidir. Mesela serbest oksijen radikalleri kıkırdaklarda oksidatif hasara yol açmaktadır. Nitekim yapılan deneysel ve klinik çalışmalar ile antioksidanların bu zararlı oksijen radikallerini gidererek OA riskini azalttığı ortaya konulmuştur. Bu bakımdan C vitamini, E vitamini ve beta karoten gibi antioksidan özellikte vitamin/provitaminler kireçlenmenin önlenmesi ve şikâyetlerin hafifletilmesi bakımından önerilmektedir. Ancak antioksidan etkili olanlar haricinde diğer bitki bileşenlerinin OA gelişimi üzerinde etkisini değerlendiren çalışma sayısı oldukça azdır. Bunun başlıca nedeni, insanların yedikleri tüm besinlerin içeriğinin ayrı ayrı izlenmesinde karşılaşılan güçlüğün yanı sıra çevresel ve kalıtımsal etkenlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek farklılıklar olarak gösteriliyor.
Kalıtımsal etkenlere bağlı farklılıkları bertaraf edebilmek için ikiz bayanlar üzerinde bir saha çalışması yürütülmüş. Bu suretle ikiz çiftler arasında yaşa ve cinsiyete bağlı etkenler de giderilmiş. İngiltere’de yürütülen bu çalışma için gönüllüler basın kampanyaları ile bulunmuş ve hastanede radyolojik (el, kalça ve diz eklemi açıklığı) ve kan analizleri yapılarak çalışmaya dahil edilmiş. Daha sonra bilimsel bir beslenme anketi (131-Food Frequency Questionaire) uygulanmış. Beslenme kategorileri “meyve ve sebze bakımından zengin”, “yüksek alkol kullanımı”, “geleneksel İngiliz mutfağı beslenme”, “diyet programı uygulama” ve “düşük et tüketimi” gibi beş ana başlık altında değerlendirilmiş.
Bazı meyve ve sebze yemek kalça kireçlenmesi riskini azaltıyor
Bilimsel ölçüm yöntemleri ile değerlendirilen anket sonuçları radyolojik ve biyokimyasal bulgular ile birlikte yorumlandığında meyve ve sebze bakımından zengin beslenmenin kalça kireçlenmesi riskini azalttığı görülmüş. Bu bulgunun ardından meyve ve sebzeler gruplandırılarak hangilerinin daha yararlı olabileceğine yönelik sorgulama yapılmış. Sarmısak ailesi (soğan, sarmısak, pırasa), lahana ailesi (brokkoli, karnabahar, Brüksel lahanası, lahana), yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, marul), sarı renkli sebzeler (havuç, domates), patates (çips veya kızarmış), diğer sebzeler (suteresi, maydanoz, mısır, avokado, pancar kökü, tatlı biber, mantar), narenciye meyveleri (limon, portakal, greyfurt) ve diğer tip meyveler (elma, muz, şeftali, armut, kavun, üzüm ve kuru meyveler). Sonuç olarak sarmısak tipi sebzeler ve diğer tip meyvelerin tüketilmesinin kalça kireçlenmesini önleyici rolü bulunduğu tespit edilmiş. İlginç olan bulgu ise bu iki grup sebze/meyvenin diz ve el eklemleri kireçlenmesinde etkisiz bulunması.
Araştırmada elde edilen bu bulgular, sarmısak grubu sebzelerin etkili bileşeni olarak bilinen diallil disülfitin kireçlenmede rol oynayan bazı parametreler (matriks metaloproteinazlar) üzerinde etkisini gösteren deneysel çalışmalar ile de doğrulanmış.
Sonuç olarak, kalıtımsal mirasımızın dışında yaşam şeklimiz, çevremiz, yediklerimiz ve içtiklerimiz nasıl bir yaşam süreceğimizi belirleyen başlıca etkenler. Hiç şüphesiz sarmısak ailesi sebzeleri ve narenciye harici meyveleri bolca tüketerek kalça kireçlenmesinin önüne geçmek mümkün olamaz. Ancak riski azaltıcı bir etken olarak bu tip bir beslenme uygulamanın hiç bir zararı olamaz.