Parkinson hastalığı henüz kesin tedavisi bulunmayan, hastaların motor işlevlerinde giderek artan bozukluklarla karakteristik bir nörodejeneratif hastalıktır. Mevcut tedavi seçenekleri genellikle şikâyetlerin hafifletilmesine yönelik olarak levodopa (dopamin sentezini sağlayan) türevi ilaçların uygulanması şeklindedir. Ancak 5-6 yıl gibi uzun süreli uygulamalarda ilacın şikâyetlerin kontrolünde etkisiz kaldığı bildirilmektedir.
Araştırmalar Parkinson hastalığı oluşumunda mitokondri işlevinin bozulması, oksidatif hasar ve yangının önemli rolü bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle oksidatif hasar ve yangı-giderici etkileri bilinen bazı bitkisel ürünlerin Parkinson hastalarında şikayetlerin azaltılması ve hastalığın ilerlemesinin önlenmesinde yararlı olabileceği ileri sürülüyor.
Yeni yayımlanan bir klinik çalışmada Çemen tohumunun Parkinson hastalarında yararlı olup olamayacağı incelenmiş. Belirli kriterlere göre seçilen ve yaşları 18 ile 70 arasında 50 Parkinson hastası iki gruba ayrılmış. Altı ay süre ile her iki gruba da standart levodopa (L-Dopa ile karbidopa) tedavisinin yanı sıra bir gruba etkisiz ilaç (dikalsiyum fosfat) kapsülü, diğer gruba ise çemen tohumunun standardize edilmiş (trigonellin ve hidroksilösin üzerinden) sulu alkollü özütünü içeren (300 miligram) kapsüller verilmiş. Kapsüllerin sabah kahvaltıdan önce ve akşam çayından önce aç karnına olmak üzere günde 2 adet alınması istenmiş. Gönüllere başlangıçta ve altı ay boyunca her ay yapılan standart ölçüm teknikleriyle (Birleşik Parkinson Hastalığı Dereceleme Skalası; Hoehn&Yahr; güvenilirlik) gelişmeler izlenmiş.
Yapılan değerlendirmede çemen tohumu özütünün Parkinson hastalarında L-Dopa ile birlikte uygulandığında Parkinson hastalarında şikâyetlerde artışı engelleyebildiği ve iyi bir güvenlik profili gösterdiği sonucuna varılmış.
Çemen tohumu bir baharat olarak özellikle pastırma, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerine verdiği lezzetin ötesinde aslında insan sağlığı bakımından da önemli bir bitkisel ilaç. Halk arasında çeşitli amaçlarla kullanılıyor; şeker hastalarında kan şekeri ve lipit değerlerinin düşürülmesi, yüksek kolesterol, sindirim sorunları, erkeklerde cinsel sorunlar gibi çok çeşitli kullanım alanları yürütülen bilimsel çalışmalar ile de destekleniyor. Ayrıca emziren annelerde süt artırıcı etkisi bulunduğu biliniyor.
Ginseng kökü Parkinson hastalarında hareketlerin uyumunu sağlayabilir
Parkinson hastaları ile ilgili bir başka yeni çalışma ise standardize Ginseng kökü özütü (G115) ile yürütülmüş. Deney hayvanları üzerinde yapılan araştırmada, Ginseng kökünün yangı-giderici ve oksidatif hasarı engeleyici özelliklerinin yanı sıra hücre ölümünü önleyen (anti-apoptotik) etkisine bağlı olarak sinir hücrelerindeki hasarı önlediği (nöroprotektif) [dopaminerjik hücre kaybını, mikrogliozu ve alfa-sinuklein agregasyonu azaltarak] ve bu suretle deney hayvanlarında hareketlerin uyumunu sağladığı gözlemlenmiş.
Sonuç olarak; gerek çemen tohumu ve gerekse Ginseng kökü Parkinson hastalarında şikayetlerin hafifletilmesi, hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması ve uygulanan levodopa tedavisinin etkinliğinin artırılması bakımından yararlı olabileceği öngörülüyor. Bence denemeye değer.
Nathan J., et al., 2014: Efficacy and safety of standardized extract of Trigonella foenum-graecum L. seeds as an adjuvant to L-Dopa in the management of patients with Parkinson’s disease. PTR 28, 172-8.
Van Kampen JM et al., 2014: Panax ginseng is neuroprotective in a novel progressive model of Parkinson's disease. Exp Gerontol. 50, 95-105.