Çörekotu yağı meme ağrısında ilaçlar kadar etkili bulundu
Çörek otu ile ilgili dikkati çeken araştırma sonuçlarını ve bulgulara köşemde sıklıkla yer veririm. Çörek otuna yönelik araştırmaların ortaya koyduğu bu geniş etkinlik çeşitliliği çörek otuna olan toplum ilgisini de artırıyor, şüphesiz. Geçenlerde bir arkadaşım çarşıdan bir görüntü gönderdi. Birileri çörek otunu makineden geçirip parçalayarak her derde deva olarak satıyor. Ben de her zaman çörek otunun etkilerinden yararlanılabilmesi için kullanılmadan önce toz edilmesi gerektiğini sıklıkla belirtirim. Ancak bu şekilde satılan hazır övütülmüş ürünler pek akılcı bir yaklaşım değil. Hepinizin bildiği gibi yağlar, çörek otu yağı dahil, hava ile temas ettiğinde hızla acılaşır, etkinliğini kaybeder. Doymamış yağlar doymuş yağ haline geçer ve yarar yerine zarar verebilir. Tohumların etrafındaki kalın koruyucu tabaka (keten tohumu, çörekotu, vd.) işte yağların bozulmaması için hava ile temasını keser, korur. Ben hazır çörekotu kıyması yerine, evinize bir elektrikli kahve değirmeni alarak taze taze övütmenizi öneririm.
Özellikle orta yaş bayanlarda adet dönemlerinde ya da adet öncesi sendromu (PMS) sırasında görülen, yaşa bağlı olarak değişen hormonal aktivite (tirotropine karşı prolaktin salgılanması), kan akımı ve hassasiyete bağlı gelişen meme ağrısının tıp dilinde adı “siklik mastalji”. Her ay bir hafta kadar süreyle bireyin yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etki yapar. Bu gibi şikâyetlerde hormonu baskılayıcı ilaçların yanı sıra, ağrıyı hafifletmek için genellikle dışarıdan sürmek suretiyle iltihap-giderici merhem/jel uygulanır. Tedavide yararlanılabilen bitkisel ürünler arasında hayıt meyvesi ekstresi (agnukaston) ya da ivning primroz yağı (Evening Primrose) yer alıyor. Her ikisi de eczanelerde bulunuyor. Sonuncu bitki piyasada “yanlış tercüme” kurbanı olarak “çuhaçiçeği yağı” diye biliniyor, ama gerçek çuhaçiçeği ile hiçbir ilgisi yok. Bitki ülkemizde bulunmadığından bilinen bir Türkçe ismi yok, bu şekilde yanlış isimlendirilmiş.
Yayımlanan bir klinik çalışma, bu konuda etkin ve güvenilir farklı bir çözüm sağlayabilmesi bakımından dikkatimi çekti. Çalışmaya herhangi bir ilaç kullanmayan ve şiddetli ağrı (VAS >4/10) şikâyeti bulunan 159 bayan dâhil ediliyor. Bir grup hastaya içerisinde yüzde 30 oranında çörekotu yağı (soğuk sıkım) içeren bir jel formülü uygulanıyor (test grubu). Diğer gruba herhangi bir ilaç taşımayan boş jel kullanılıyor (plasebo). Etki kuvvetini karşılaştırma üzere de bir grup hastaya kuvvetli bir iltihap giderici ilaç maddesi taşıyan jel (diklofenak) uygulanıyor (referans ilaç grubu). Uygulama ardışık iki adet döneminde birer hafta süreyle ağrı olan alana günde 2 defa 2 gram jel sürülerek yapılıyor.
Yapılan değerlendirmede, etkinin ardışık iki adet döneminde kullanıldıktan sonra sağlandığı bildiriliyor. Sadece boş jel sürülen grupta ağrıda herhangi bir belirgin azalma görülmezken, çörek otu yağı jeli ve diklofenak jel sürülen gruplarda ağrının eşit derecede çok belirgin bir şekilde azaldığı gözlemlenmiş. Hastaların ifadelerine göre jelin sürülmesinden sonra 10-15 dakika içerisinde ağrının yarı-yarıya azaldığı kaydedilmiş. Uygulamada herhangi bir olumsuz etkinin görülmemesi de bir başka önemli husus.
Çörekotu yağı kulak zarı kireçlenmesinde de etkili
Çörek otu yağı ile yürüttüğümüz bir çalışmamızın sonuçları da dikkat çekici. Kulak zarında herhangi bir nedene bağlı delinme (kulak iltihabı, travma, vb.) veya tedavi için tüp takılması sonrası görülen normal harici kireçlenme “miringoskleroz” olarak adlandırılıyor. Bu kireçlenme sonrasında oluşan tabakalara bağlı olarak işitme kayıpları görülüyor. Çalışmamızda deney hayvanlarına bir ay süresince ağızdan ya da kulağına damlatmak suretiyle yaptığımız uygulamada çörekotu yağının kulak zarında kireçlenme riskini yüzde 90 oranında önlediğini gözlemledik.
Kulak kireçlenmesi, iç kulak ve orta kulak kireçlenmesi diye birbiri ile bağlantısı olmayan iki ayrı hastalığı ifade etmek için kullanılır. Timpanoskleroz adı verilen orta kulak kireçlenmesi, çeşitli orta kulak enfeksiyonu veya enfeksiyon dışı nedenlere reaksiyon olarak gelişir. Kulak zarı ile orta kulağın içini döşeyen yapılarda gelişen kireçlenme hastalığıdır. Bu hastalıkta kireçlenme yaygındır. Orta kulak kireçlenmesinde işitme azlığı ve çınlama en sık görülen hasta şikâyetleridir. Hastaların geçmişi sorgulandığında sık kulak akıntısı tarif edilebilir. Sadece kulak zarını tutan ve genellikle hastada işitme kaybı yapmayan klinik tabloya ise miringoskleroz denir. Muayenede kulak zarı üzerinde beyaz plaklar halinde görülür. Miringoskleroz'un klinik önemi yoktur ve ameliyat edilmez. Timpanosklerozda ise kulak zarı ayrıca çökmüş olabilir, delik olabilir veya delik olmayabilir. Kulak zarı delik ise altında beyaz renkli kireçlenme odakları tespit edilebilir. Hastanın orta kulak ve kulak zarının durumu ile birlikte işitmesinin değerlendirilmesi sonrasında tedavi seçenekleri belirlenir. Orta kulak ve kulak zarı kireçlenmesinin (timpanoskleroz/miringoskleroz) ilaçla tedavisi yoktur. Tedavisi, uygun hastalarda ameliyat ile kireçlenmeleri temizlemek ve sağlıklı bir orta kulak ile kulak zarı oluşturmaktır. Ameliyat edilmeyen hastalar ise işitmenin arttırılması için işitme cihazı kullanabilirler. Biz çörekotu yağının sadece miringoskleroz üzerinde etkisini inceledik ama hem oral ve hem de lokal olarak uygulandığında çörek otu yağının timpanoskleroz üzerinde de etkili olabileceğini düşünüyorum.
Husseini HF, 2015: Effectiveness of Nigella sativa seed oil in the treatment of cyclic mastalgia: A randomized, triple-blind, active and placebo controlled clinical trial. Planta Med. Doi:10.1055/s-0035-1558208.
Mohtashami R., et al., 2015: Efficacy and safety of honey based formulation of Nigella sativa seed oil in functional dyspepsia: A double blind randomized controlled clinical trial. JEP 175, 147-52.