Bu soruya HAYIR diyebilecek kişi sayısının pek fazla olabileceğini sanmıyorum! Hele öğleden sonra çoğumuzun “bir yatak olsa da şöyle yarım saat yatabilsem” diye düşündüğü anlar oluyor. Bu konuda vücudun kapasitesini artırmak için belki bir multi-vitamin desteği bir dereceye kadar yararlı olabilir. Ancak yeterli olabilir mi?
Güzel kokulu bazı aromatik bitkilerin koklanması ile ferahlık hissi verdiği, yatıştırıcı ya da canlandırıcı etki yaratığı bilinir. Nitekim bitkilerde bulunan bazı koku bileşenlerinin bu tip etkileri üzerinde bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Mesela lavanta yağının yatıştırıcı ya da yasemin yağının uyarıcı etkisi bulunduğu bilinmektedir. Yapılan bir çalışmada matematik problemi çözerken lavanta kokusu koklatılması ile kişilerin performansının başlangıçta düştüğü gözlemlenmiş. Bu etki lavanta yağının bilinen yatıştırıcı etkisi nedeniyle beklenebilecek bir sonuç. Ancak daha sonra yapılan bir başka çalışmada ise aritmetik problemlerin çözümünü, uyarıcı etkisi bilinen yasemin yağına ve herhangi bir koku uygulanmayan kontrol grubuna oranla, lavanta kokusu uygulananların daha doğru bir şekilde yapabildikleri gözlemlenmiş. Daha önceki deney bulgusuyla tamamen zıt olan bu sonuç lavanta yağının stresi azaltıcı etkisine bağlı olarak kişilerin daha doğru muhakeme yapabildiklerini ve problemleri daha doğru çözebildiklerini gösteriyor.
Japonya’da yapılan bir çalışmada bazı kokuların çalışanların iş performansını ne derecede etkilediği araştırılmış. 22 ile 26 yaşları arasında 36 gönüllü üzerinde yürütülen çalışmada, önce gönüllülerin sabah 09.30 ile akşam 17.00 saatleri arasında hangi zaman dilimlerinde iş performanslarının düştüğü tespit edilmiş. Buna göre öğleden sonra 14.30 ile 15.30 saatleri arası en düşük seviyede olduğu gözlemlenmiş. Daha sonra gönüllüler üç gruba ayrılarak bir gruba kokusuz (kontrol), diğer gruba “uyarıcı” etkisi ile bilinen yasemin uçucu yağı ve son gruba ise lavanta uçucu yağı koklatılmış. Daha sonra özel olarak kurgulanmış bir bilgisayar programı ile gönüllülerin performanslarının düşük olduğu bu dönemde bilgisayar ekranındaki uyarılara verdikleri cevap, bu kokular uygulanmadan önce alınan kayıtlar ile karşılaştırılmış. Sonuçlar değerlendirildiğinde lavanta ve yasemin uçucu yağının gönüllülerin performansında belirgin bir artış sağladığı (bir şey uygulanmayan kontrol grubuna kıyasla) gözlemlenmiş. Burada ilginç olan husus yatıştırıcı olarak bilinen lavanta uçucu yağının çalışanların iş potansiyelini artırması! Bu sonuç muhtemelen lavanta uçucu yağının kişilerin üzerindeki iş stresini kaldırması neticesi performanslarının artmasını sağladığı şeklinde yorumlanabilir.
Okuyucularım hatırlarlar, daha önce yazdığım bir yazıda, çalışma masasının üzerine konan lavanta kokulu çiçeklerin bayan öğrencilerin öğrenme ve algılama yeteneklerini artırdığını, buna karşılık erkek öğrenciler üzerinde belirgin bir etkisinin bulunmadığı bulgusunu aktarmıştım. Burada da benzer bir durum söz konusu sanırım.
Burada sanırım kokunun ne derecede hoşlanıldığı, güzel olduğu ön plana çıkıyor. Eğer kişi kokuyu beğenir ve bir ferahlık hissederse, bu durum çalışma performansına da olumlu olarak yansıyacaktır. Benim önerim, önce biraz lavanta uçucu yağı koklayarak stresi gidermeli, ardından tıbbi nane uçucu yağı ve/veya yasemin uçucu yağı gibi uyarıcı özellikte bir koku koklanmalı. Tabi her zaman kullanılacak uçucu yağın kalitesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmam gerekiyor. Kaliteli uçucu yağların değeri nispeten yüksek olduğundan içerisine bazen sabit yağ (Ayçiçek yağı gibi) veya alkol ilave edilerek seyreltiliyor. Dolayısıyla bu tip uçucu yağlardan bir yarar beklenmesi mümkün değil.
Sabit yağ karıştırılmış mı nasıl anlarız?
Bir beyaz kâğıt şerit üzerine aldığınız üründen damlatıp 100 dereceye ayarladığınız fırında 5 dakika tutun. Eğer kâğıt üzerinde yağlı bir leke kalmışsa içerisine sabit yağ katılmıştır. Ancak alkol testini evde yapmanız mümkün değil.
Sakomoto R., Minoura K., et al., 2005: Effectiveness of aroma on work efficiency: Lavender aroma during recess prevents deterioriation of work performance. Chem. Senses 30, 683-91.