Osteroporoz ya da kemik erimesi özellikle ileri yaşlarda milyonlarca kadının korkulu rüyası. Meyve ve sebzelerin osteoporoz gelişiminin önlenmesinde önemli katkısı bulunduğu bilinmektedir. Bu konuda yapılan bir saha çalışmasındaözellikle kuru erik,soya fasulyesi, keten tohumu, çilek, elma ve likapa meyvelerininosteoporoz riskinin önlenmesi bakımından yararlarının dikkati çektiği gözlenmiştir. Daha sonra bu meyve ve sebzelerden kuru erik meyveleri üzerinde yürütülen bir deneysel çalışmanın sonuçları da bu gözlemi desteklemiş, kuru erik verilen sıçanlarda kemik mineral yoğunluğunun korunduğu bildirilmiştir. Hiç şüphesiz, gözlemsel ve deneysel olarak elde edilen bu öngörülerin klinik olarak insanlar üzerinde de kanıtlanması daha net bir karar verilebilmesi bakımından önemlidir. Bu konuda Kaliforniya Kuru Erik Üreticileri Birliği tarafında desteklenen çok yeni bir klinik çalışmanın sonuçları Eylül 2011 tarihinde yayımlandı.
İnsanlar üzerinde etkinliği gösterildi
Söz konusu çalışmada, bilimsel ölçütlere uygun olarak tasarlanan ve kemik kaybı teşhisi konulmuş menopoz dönemi sonrası kadınlarda bir yıl süre ile her gün kuru erik verilmesi ile kemik mineral yoğunluğundaki değişim izlenmiş. Çalışmaya dahil edilme kriterleri olarak gönüllülerin son üç ay içerisinde hormon replasman tedavisi uygulanmamış olması ve 1 ile 10 yıl arasında bir menopoz geçmişi bulunmasına dikkat edilmiş. Ayrıca süreğen bir hastalığı olanlar, çok sigara içenler ve kemik ve kalsiyum metabolizmasını etkilediği bilinen ilaç kullanan hastalar hariç tutulmuş. Çalışmaya katılmak üzere seçilen 55-57 yaşları arasında 160 kadın gelişigüzel bir şekilde gruplandırılarak bir yıl süresince bir gruba günde 100 gram kuru erik, diğer gruba ise 75 gram elma kurusu verilmiş. İki farklı meyve kurusu;enerji, lif içeriği, yağ oranı, karbonhidrat miktarı gibi besin değerlerinin eşitlenmesi içinfarklı miktarlarda uygulanmış.Her iki gruba da deney süresince günde 500 miligram kalsiyum ve 400 ünite D vitamini verilmiş.
Deney sonuçlarının izlenmesi amacıyla; deney başlangıcında, 3, 6 ve 12 ay sonra yapılan sorgulama anketleri, gıda tüketim miktarları ve kan örneklerinde biyokimyasal analiz sonuçları değerlendirilmiş. Başlangıçta ve deney sonucunda yani 12 ay sonra beden mineral içeriği (tüm vücut, kalça, dirsek eklemlerinde) tayin edilmiş. Çalışma uzun süreli olduğu için çalışmayı 100 hasta tamamlayabilmiş. Her iki grupta kullanılan günlük besin miktarının benzer olduğu, fiziksel aktivite bakımından gruplar arasında bir farklılık bulunmadığı kaydedilmiş.
Beden mineral yoğunluğunu belirgin şekilde artırıyor
Beden mineral yoğunluğu bakımından yapılan değerlendirmede her iki grupta da vücut total beden mineral yoğunluğunun yanı sıra total kalça ve belkemiği mineral yoğunluğunun başlangıç değerlerine göre daha iyi olduğu gözlenmiştir. Ancak belkemiği ve önkol kemiklerinde mineral yoğunluğunun istatistiksel olarak elma kurusu verilen gruptan daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kemik yıkımının bir belirteci olan osteokalsin miktarının 3 ve 12 ay ölçümlerinde kuru erik verilen grupta belirgin bir şekilde azaldığı dikkati çekmektedir. Elma kurusu ise osteokalsin miktarını artırmıştır.Yine kemik kaybının bir göstergesi olarak değerlendirilen TRACP5b (tartarata dirençli asit fosfataz-5b), 3 aydan itibaren belirgin bir şekilde azalarak 12 ay süresince düşük seviyede kalmıştır. Halbuki elma kurusunun bu belirteç üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamıştır.
Bu çalışma menopoz dönemi sonrasında kadınlarda önemli bir sorun olarak bilinen kemik erimesi gelişiminin yavaşlatılması ve önlenebilmesi amacıyla uzun süreli kuru erik kullanılmasının yararlı olabileceğini ortaya koyan ilk insan çalışması olması bakımından önemli. Bir yıl süresince kuru erik yenmesi ile kadınlarda herhangi bir şişmanlama söz konusu olmadığı gibi, yüksek lif içeriği nedeniyle tok tutması ve özellikle bağırsak sağlığı bakımından yararları göz önüne alındığında son derece sağlıklı bir uygulama.Çalışmada etkinin hangi bileşenlerinden kaynaklandığı konusunda herhangi bir yaklaşım bulunmuyor, ancak zengin fenolik bileşik içeriğinin yanı sıra kuru erik içerisinde bulunan bor minerali ve K vitamininin rolü bulunabileceği öngörülüyor.