Bitkilerin insan sağlığı bakımından bizlere sunduğu yararlar sınırsız. Sağlığımızı korumak için bitkilerden öncelikle besin olarak yararlanıyoruz. Besin olarak kullanılmaya uygun olmayanları ise bitki çayı ya da hazırlanan özütleri halinde yine sağlığımızın korunmasında ve hastalıkların tedavisinde kullanıyoruz. Diğer taraftan, modern ilaç endüstrisinde bitkilerin içeriğinde bulunan bileşikler ya ayrıştırıldıktan sonra ya da kimyasal model oluşturarak yeni ilaç geliştirilmesine zemin hazırlıyor.
İşte bu şekilde bitkilerden ayrıştırılarak güncel tedavi uygulamalarına kazandırılan maddelerden biri de Resveratrol. İlk olarak gündeme “Fransız paradoksu” olarak adlandırılan saha çalışmalarının dikkati çekici sonuçları ile gündeme gelmişti. Güney Fransa’da halkın doymuş yağ içeriği yüksek beslenme alışkanlıklarına sahip olmasına karşılık koroner kalp hastalığının seyrek olarak görülmesi kırmızı şarap tüketmeleri ile ilişkilendirilmişti. Daha sonra yürütülen çalışmalar bu etkinin önemli ölçüde kırmızı şarabın içerisinde bulunan resveratrolden kaynaklandığını ortaya koymuştu. Ancak her kırmızı şarap içerisinde resveratrol bulunmuyor. Araştırmalar resveratrolün kalp ve damar hastalıklarından koruyucu etkisinin yanı sıra yüksek miktarlarda verilmesi durumunda kanser gibi bazı hastalıkların önlenmesinde yararlı olabileceğini ortaya koyuyor. Bu durumda resveratrol alacağım diye günde üçyüz-beşyüz şişe özel tip şarap içmenin mümkün olamayacağı da bir gerçek. Alternatif kaynaklar içerisinde yerfıstığı, dut gibi kaynaklarda da resveratrol bulunduğu tespit edilmiş. Ancak şu an resveratrol elde edilmesi için en uygun kaynak Çin madımağı kökü (ülkemizde yok).
Resveratrol konusunun bilim dünyası için önemini vurgulayacak birkaç rakam vereyim isterseniz. Bilimsel araştırma indeksi olan SCOPUS’ta “resveratrol” anahtar kelimesi ile 9 500 bilimsel çalışma bulunduğu görülüyor. Bu çalışmalardan kaçı kanser ile ilgili derseniz 2.870 rakamı çıkıyor. Kanser üzerindeki çalışmalardan 842’si son iki yıl içerisinde yapılmış. Resveratrolün kolon kanseri hastaları üzerinde etkisini irdeleyen ve İngilitere’de yapılan klinik çalışmaların sonuçlarından bahsetmek istiyorum.
Kolon kanseri hastalarında resveratrol uygulaması
Yürütülen deneysel çalışmalar (hücre ya da deney hayvanı) resveratrolün çeşitli kanser türleri ve özellikle kolon kanseri üzerinde etkili olabileceğini gösteriyor. Özellikle kolon kanseri üzerinde etkili olduğu bildirilen aspirin ve benzeri ilaçların (siklooksigenaz inhibitörleri) güvenilirliği ile ilgili sorunlar nedeniyle farklı seçenekler arasında resveratrolün insanlarda kolon kanseri üzerinde ne derecede etkili olabileceği merak konusu. Acaba ağızdan verildiğinde kolonda kanserli kısma ulaşabiliyor mu? Hangi miktarlarda verilirse yararlı olabilir?
Sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan ön çalışmada (faz I) önce resveratrolün güvenilirliği incelenmiş. Gönüllülere 29 gün süre ile resveratrol günlük yarım gram ile 5 gram gibi yüksek miktarlara varan ölçüde uygulanmış. Uygulama sonucunda resveratrolün önemli bir olumsuz etkisi bulunmadığı, 5 gram miktarda bazı hassas kişilerde ishale yol açtığı görülmüş. Bu nedenle çalışmanın devam eden ikinci kısmında hastalara günde yarım gram ve bir gram miktarlarda uygulanmasına karar verilmiş (Faz 2 çalışma).
Kolon kanseri teşhisi konularak ameliyat yapılmasına karar verilen yirmi gönüllüye ameliyat yapılmadan önce 8 gün süre ile yarım gram ya da bir gram resveratrol tablet (hızlı salınım yapan) verilmiş. Ameliyat öncesinde ve sonrasında gönüllülerden alınan kan örneklerinin yanı sıra kolondan doku örnekleri alınmış (ameliyat öncesi endoskopi ile, ameliyat sonrası çıkarılan doku parçaları). Yapılan analizlerde ameliyat ile çıkarılan kanserli kısımda tedavi için yeterli olabilecek miktarlarda resveratrol biriktiği tespit edilmiş.
İngiliz araştırıcıların bu konudaki değerlendirmeleri önemli bir bilimsel dergide yayımlandı (Annals of New York Academy of Sciences). Bu konuda farklı araştırıcı gruplar tarafından yürütülecek klinik çalışmaların sonuçları resveratrolün kolon kanserlerinin önlenmesi ve tedavisindeki etkinliğini daha net bir şekilde ortaya koyabilecek.
Patel KR, Brown VA, et al., 2010: Clinical Pharmacology of resveratrol and its metabolites in colorectal cancer patients. Cancer Research 70: 7392-99.
Patel KR, Scott E., et al., 2011: Clinical trials of resveratrol. Annals of New York Academy of Sciences. 1215, 161-9.