Egzersiz günümüzde sağlıklı bir yaşamın temel anahtarlarından biri. Ancak kol ve bacak kaslarını kuvvetlendirmek ve tendonların gerilmesini sağlamak amacıyla yapılan eksantrik hareketlerin kaslarda yol açtığı geçici hasar sonucu doğal olarak yangı ve ağrı meydana gelmektedir. Diğer taraftan, koyu kırmızı renkli meyveler zengin polifenolik içeriği nedeniyle yangı ve oksidatif hasarı giderici etki göstermektedir. Acaba koyu kırmızı renkli meyvelerin bu konuda bir yararı olabilir mi?
Vişneli tartı severmisiniz?
Bir kaç yıl önce yapılan bir çalışmada polifenolik bileşikler bakımından zengin bir meyve olan vişne ile hazırlanmış “vişneli tart” yenilmesinin gönüllülerde kas ağrılarının iyileşme sürecini kısalttığı ortaya konulmuştu. Çalışmada vişneli tartın ne şekilde yararlı olduğu deneysel olarak incelenmemiş, ancak yapılan yorumda polifenolik bileşiklerin antioksidan etkileri nedeniyle yangı ve oksidatif baskının azalmasını sağladığı ileri sürülmüştü.
Nar suyu egzersiz ağrılarını giderebilir mi?
Yeni yayımlanan ve bilimsel ölçekte (randomize, çift körlü, boş ilaç kontrollü) bir klinik çalışmada ise bu defa polifenolik bileşikler bakımından zengin bir başka meyve olan nar meyvesi ile alınan sonuçlar açıklanıyor. Daha önce nar suyunun kuvvetli antioksidan etkisine bağlı olarak diyabet ve kalp hastalarında karotid arterlerde (şah damarı) aterosklerotik plak oluşumu riskini azalttığını bildiren çalışmalardan bahsetmiştik. Bu defa antioksidan aktivitesinin ekzentrik egzersizlerden sonra oluşan kas ağrılarının hafifletilmesinde yararlı olup olamayacağı incelenmiş.
Amerika’da Teksas Üniversitesinde yürütülen çalışmada sigara kullanmayan ve 23-25 yaşlarında 16 sağlıklı erkek gönüllüler seçilmiş. Gönüllülerin daha önce olduğu şekilde yaşamlarını ve fiziksel aktivitelerini sürdürmeleri, ancak vitamin ve mineral formüllerini ile ağrı kesicileri kullanmamaları istenmiş. Bir ay bu şekilde koşullandırılan gönüllüler iki gruba ayrılmış ve bir gruba 9 gün süre ile sabah ve akşam günde iki defa yarım litrelik özel bir nar özütü içeceği (elajik asit-punikalagin bakımından zengin) ve diğer gruba ise benzer görünümde boş içecek verilmiş. Uygulamanın beşinci günü her iki gruba da kol ekzentrik hareketleri yaptırılmış ve ardından dört gün süresince kas kuvveti ve ağrılardaki gelişim gerek sorgulama anketi ve gerekse kan tahlili sonuçları (kreatin kinaz, miyoglobülin, interlökin 6 ve C reaktif protein) ile izlenmiş. Sonuç olarak nar içeceği verilen grupta iyileşme sürecinin kısaldığı tespit edilmiş. Şüphesiz, az sayıda gönüllü üzerinde yürütülen bu çalışmanın sonuçlarına bakarak kesin bir yargıya varılması mümkün değil, ancak günlük egzersizlerden sonra bir bardak nar suyu içmenin yarardan başka bir zararı olabilir mi?
Nar kabuğu özütü artrit hastalarında klinik şikayetleri azaltıyor
Bu yıl Ağustos ayında yayımlanan bir başka çalışmada bu defa nar meyvesinin suyu değil, dış kabuğundan hazırlanan özüt kullanılmış. Deney hayvanlarında oluşturulan deneysel eklem yangısı modelinde olumlu sonuçlar gözlenmesi üzerinde araştırıcılar ufak bir gönüllü grubunda klinik etkinliğini denemek istemiş.
Sekiz aktif romatoid artrit hastasına 3 ay boyunca yemeklerden önce günde iki defa 5 ml özel nar kabuğu özütü verilmiş (bu miktar 200 mililitre nar suyuna eşdeğer). Uygulamadan önce ve 3 ay sonunda hastalarda eklemlerin durumu (DAS28) ve serum oksidatif (lipit peroksidasyonu, total tiyol grubu, paraoksonaz 1 aktivitesi) parametrelerindeki değişim değerlendirilmiş.
Sonuç olarak eklem sertliğinin belirgin bir şekilde (yüzde 62) azaldığı, serum oksidatif durumunda belirgin bir düzelme sağlandığı tespit edilmiş. Burada bir husus belirtmekte yarar görüyorum. Nar kabuğu ekstresi dikkat edilirse çok düşük miktarda (iki defa 5 mililitre, yani bir tatlı kaşığı) uygulanmış, fazla miktarda alınırsa bayağı sert, tansiyonu düşürüp sersemletir, yani önermem. Dolayısıyla eşdeğeri miktar iki su bardağı nar suyu içilmesi daha akılcı olacaktır.