
Pırasa, Latince bilimsel adı ile Allium porrum, kış mevsimde sık olarak tükettiğimiz sebzelerden biri. Soğan (Allium cepa) ve sarmısak (Allium sativum) ile aynı bitki ailesinden olmasına karşılık sağlık için yararları daha az bilinmektedir. Daha doğrusu, sağlığımız için yararlı olduğunu bildiğimiz halde, üzerinde yürütülen deneysel çalışma sayısı soğan ve bilhassa sarmısak gibi akrabalarına oranla çok daha azdır. Geçen sene yazdığım bir köşe yazısında pırasanın farelerde kan şekerini belirgin bir şekilde düşürdüğünü ortaya koyan bir deneysel çalışmadan bahsetmiştim. Deney hayvanlarına iki hafta süre ile pırasa özütü uygulandığında bu etkinin şeker hastalarının kullandığı kimyasal ilaçlar (glibenklamid grubu) kadar kuvvetli olduğu bildirilmişti. Bilimsel araştırmalar arasında yine pırasa ile ilgili bir başka deneysel çalışma dikkatimi çekti. Pırasa tavşanlarda yüksek kolesterolü düşürücü etki göstermiş. Aslında yüksek kolesterol şeker hastalarının önemli bir kısmında karşılaşılan ciddi bir sorun.
Deneysel çalışmada tavşanlara 3 ay süre ile yüksek kolesterollü besin diyeti ile birlikte üç farklı miktarda pırasa özütü verilmiş. Üç ay sonunda yapılan ölçümlerde pırasa özütü verilen tavşanlardan alınan kanda örneklerinde yapılan ölçümlerde, pırasa özütü verilmeyen ama yüksek kolesterol diyeti ile beslenenlere oranla total kolesterol, LDL ve VLDL gibi kötü kolesterol değerlerinde belirgin bir azalma, buna karşılık iyi huylu (HDL) kolesterol değerlerinde ise artış sağlandığı görülmüştür. Pırasanın etkisi uygulanan pırasa özütü miktarı arttıkça kuvvetlenerek yüksek pırasa özütü verilenlerin total kolesterol ve LDL- ve VLDL-kolesterol düzeylerinde yüzde 80’leri bulmaktadır.Bu hiç de küçümsenmeyecek bir yarar. Araştırıcıların yaptığı değerlendirmede damar sertliği (ateroskleroz) oluşumu riskinin düşük miktar özüt verilenlerde yüzde 47, yüksek miktarda özüt verilenlerde ise yüzde 86 civarında azaltılabileceği bildirilmektedir.
Pırasanın yararlarının akrabaları soğan ve sarmısaktan daha az olduğu söylenemez. Yeni yayınlanan ve deneysel bulguların değerlendirildiği bir inceleme yazısında (Current Urology Reports), soğan, sarmısak ile birlikte pırasanın da prostat kanserinden korunmak amacıyla sık kullanılmasının yararlı olabileceği ifade ediliyor.
Nasıl kullanmalı?
Yüksek kolesterol ya da yüksek şekeri düşürmek için veya kanserden korunmak için olsun istenen yararların pırasanın uzun süreli kullanılması ile ortaya çıkabildiği görülüyor. Diğer taraftan, yüksek kolesterolü düşürmek için sulu alkollü özütü, yüksek kan şekerini düşürmek için ise sulu özütünün etkili olduğu tespit edilmiş. Dolayısıyla, pırasanın etkisinin farklı bileşenlerine bağlı olduğu düşünülebilir; flavonoitleri ve kükürtlü bileşenleri vd. Bilindiği üzere soğan, sarmısak ve lahana, brokkoli gibi kükürtlü bileşenler bakımından zengin sebzelerin kanserlerde koruyucu etkisi bulunduğu deneysel olarak ortaya konulmuştur. Muhtemelen pırasanın da bu tip bileşenlerinin etkili olabileceği düşünülebilir. Kükürtlü bileşiklerin etkisini göstermesi için enzim ile etkili bileşenlerine dönüşmesi önemlidir. Bu bakımdan kükürtlü bileşenler bakımından zengin gıdaların ateş üzerinde pişirilmesi onların etkisini kaybetmesine yol açabilir. Benim önerim pırasanın parçalandıktan sonra buharlı pişiricilerde kısa süre pişirilmesi ve tüketilmesi. Ancak bahsettiğimiz yararlarını göstermesi için her gün pırasa yemek de sanırım pek mümkün değil! Bence pırasayı bıktırmayacak bir sıklıkta tüketmek en akılcı yaklaşım.