Kalp ve damar hastalıkları içerisinde en yaygın olanı; yüksek tansiyon sorunu. Dünyada yaklaşık olarak bir milyar kişinin bu hastalıktan etkilendiği tahmin ediliyor. Normal değerler olan 115/75 mm Hg’den 20/10’luk her artışın kalp ve damar hastalıkları riskini ikiye katladığı, buna karşılık bu değerlerde sağlanabilecek düşmenin (sistolik basınçta 4-5 mm Hg ve diyastolik basınçta 2-3 mm Hg’lık) kalp ve damar hastalıkları riskini yüzde 8-20 kadar azaltabildiği bildiriliyor. Tedavide ilaçların yanı sıra diyet uygulanması önemli.
Soya fasulyesinin taşıdığı bileşenler (izoflavonlar, lesitin, protein) bakımından insan sağlığında çeşitli yararları bulunduğu deneysel ve klinik çalışmalar ile ortaya konulmaktadır. Nitekim soya izoflavonları ve soya lesitin taşıyan formülasyonlar pazarlanmaktadır. Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda soya bileşenlerinden izoflavonların arter damarlarında genişleme sağlayıp ve endotel işlevlerini düzenleyerek yüksek tansiyonu düşürdüğü (muhtemelen nitrik oksit üzerinden etkili oluyor) bildirilmesine karşılık, yürütülen klinik çalışmalarda farklı sonuçlar gözlenmesi nedeniyle soya izoflavonların yüksek tansiyonu düşürüp düşürmediği konusunda net bir sonuç çıkarılamamaktadır.
Çok yeni bir çalışmada araştırıcılar şimdiye kadar soya ürünlerinin yüksek tansiyon üzerindeki etkisi üzerinde yapılan klinik çalışmaları inceleyerek bunlardan bilimsel kriterlere uygun olan onbirini değerlendirmeye almış. Meta analiz çalışmaları olan adlandırılan bu tip çalışmalar kanımca son derece önemli. Farklı deneysel kurgu, farklı ürünler ve hasta toplulukları üzerinde yapılan münferit çalışmalar birlikte değerlendirildiğinde, bir ürün grubunun etkinliği konusunda çok daha net karar verilebilmesi sağlanıyor.
Yapılan değerlendirme sonuçları şu şekilde:
Soya izoflavonlarının soya proteinleri ile birlikte kullanılması durumunda etkinlik artıyor. Bu husus önemli, çünkü soya proteinleri kan lipit değerlerinin düzenlenmesinde yararlı olabiliyor. Dolayısıyla izoflavonlar ile birlikte kullanıldığında kan basıncında sağlanan düşme daha belirginleşiyor.
Soya izoflavonların etkinliği yüksek tansiyon değerlerine bağlı olarak değişiyor. Yani kan basıncı normal olan ya da hafif yüksek olan hastalarda soya izoflavonlarının belirgin bir etkinliği gözlenmezken, orta ya da yüksek derecelerde kan basıncı artışı olan hastalarda daha etkili olduğu sonucu çıkarılmış.
Kullanılan formülasyonun kalitesi, kullanılan izoflavon miktarı ve ilacın kullanım süresi de etkili sonuç alınmasında önemli. Günde 65-153 miligram soya izoflavonunun soya proteinleri ile birlikte alınması ve bu uygulamanın en az 3 ay sürdürülmesi ile daha etkili sonuç alınabilmesi mümkün.
Sonuç olarak, yüksek tansiyon hastalarında soya izoflavonların daha etkili olabilmesi için belirli bazı koşullar bulunduğu görülüyor. Şüphesiz bu uygulamaların tüm yüksek tansiyon hastalarında yararlı olabileceğini düşünmek doğru bir yaklaşım olamaz. Yüksek tansiyon hastalarının önerilen ilaç ve diyetin yanı sıra yukarıda bahsedilen şekilde yapacağı yardımcı uygulamaların daha etkin bir sonuç alınmasında yararlı olabilmesi mümkün.