Romatizma ya da romatoit artrit hastalarında ağrının hafifletilmesi için yangı giderici ilaçlar, ağız yoluyla veya eklem içine düşük miktarlarda glukokortikoitler ya da diğer romatizma ilaçları (hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlar) uygulanmaktadır. Ancak hastaların üçte birinin bu ilaçlara cevap vermediği bildirilmektedir. Ayrıca uygulamalarda mide-bağırsak sisteminde kanamalar, yüksek kan basıncı, kemik erimesinde artış, kemik iliği depresyonu, karaciğer hasarı, aşırı hassasiyet, alerjik tepkimeler, enfeksiyon riskinde artış ve görme kaybı gibi önemli bazı yan etkiler önemli sorun teşkil etmektedir.
Asya mutfağının vazgeçilmez bir lezzeti olan zerdeçal ve başlıca etkili bileşenleri olan kurkuminoitler son yılların en çok dikkati çeken doğal ürünleri. Farsça “kurkum” safran anlamına geliyor, kurkumin zerdeçalın sarı rengini veren madde. Yapılan deneysel çalışmalar hem zerdeçalın ve hem de kurkuminoitlerin çok farklı biyolojik yolaklar üzerinde etkili olduğunu ve insan sağlığını olumsuz etkileyen geniş bir yelpazede birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde yararlı olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu hastalıklar arasında çeşitli yangılı hastalıklar, kalp-damar hastalıkları, tip-2 şeker hastalığı, Alzheimer hastalığı, multipl skleroz ve çeşitli kanserler gibi insan sağlığını ve yaşamını tehdit eden en önemli hastalıklar dikkati çekmektedir. Zerdeçal ve kurkuminlerin etkinliğini ortaya koyan şimdiye kadar tamamlanmış elli kadar klinik çalışma bulunuyor. Bu çalışmalarda dikkati çeken husus etkinliğin yanı sıra uygulamanın güvenilirliği, yani yan etki bakımından riskin az olması. Ayrıca şu an sürdürülmekte olan otuz kadar klinik çalışma daha var.
Zerdeçal ve romatoit artrit
Yapılan bir klinik çalışmada herhangi bir ilaç ya da cerrahi tedavi uygulanmayan kırkbeş hafif ve orta derecede romatoit artrit hastası seçiliyor. Hastalar üç gruba ayrılarak, bir gruba zerdeçal özütü (500 miligram), bir gruba yangı giderici bir ilaç olan diklofenak (50 miligram) ve diğer gruba ise zerdeçal özütü ve diklofenak karışımı uygulanıyor. Uygulamalar belirtilen dozlarda günde iki defa ve sekiz hafta sürdürülüyor. Hastaların başlangıçta ve deney sonunda biyokimyasal analizleri, radyolojik tetkikleri yapılıyor. Sonuçlar uluslararası bilimsel değerlendirme indeksleri ile izleniyor.
Hastaların deneyin başlangıcında yapılan değerlendirmesinde izlenen indekslerde herhangi bir farklılık bulunmadığı, sekiz haftalık uygulama sonrasında ise tüm hastalarda şikâyetlerin hafiflediği gözlenmiş. Ancak yangıya ilişkin bazı parametrelerde (C-reaktif protein gibi) en yüksek değişimin zerdeçal özütü ve zerdeçal+diklofenak karışımı ile sağlandığı tespit edilmiş. Yan etki bakımından diklofenak ile gözlenen yan etkilerin (gözler etrafında şişkinlik, kaşıntı, görüş kaybı) zerdeçal özütünün uygulanması ile görülmediği bildiriliyor.
Sonuç olarak zerdeçal özütünün bilinen yangı giderici ilaçlara oranla çok daha etkili olduğu ve yan etki riski bakımından ise güvenilir olduğu görülmüş. Ancak normalde zerdeçal özütünün vücutta emilimi az ve vücuttan da hızla atılıyor. Bu nedenle bu deneylerde yedi defa daha yüksek emilim gösteren özel bir zerdeçal özütü kullanılmış.