Vücutta kemikten daha yumuşak ve esnek yapıda önemli bir bağ dokusu olan “Kıkırdak” kan damarları, lenf (akkan) sistemi ve sinirler taşımayan oldukça farklılaşmış bir organ olarak değerlendirilmektedir. İnsan dahil gelişmiş omurgalı canlıların özellikle eklemlerinin ağırlık taşıyan kısımlarının dış yüzeyini kaplamaktadır. Kıkırdak yapısı yüzde 70-80 kadar su, yüzde 20-25 kolajen ve yüzde 5-10 proteoglikandan oluşmuştur. Normal kıkırdak sağlığı anabolik ve katabolik peptitler arasındaki dengenin sürdürülmesi ile sağlanabilmektedir.
Üç ana kıkırdak tipi mevcuttur: hiyalin, elastik ve fibröz kıkırdak (fibrokartilaj). Hiyalin kıkırdağının yetişkinlerde kendi kendini iyileştirme ve onarma kapasitesi zayıftır. Kıkırdakta herhangi bir şekilde oluşan hasar yıkım sürecini başlatır. Kıkırdakta oluşan hasarın onarım işlemi sonucu başlıca fibröz kıkırdaktan ibaret yumuşak onarıcı bir doku meydana gelir. Bu dokunun yapısı yüksek oranda tip I kolajen ve oldukça düşük proteoglikandan meydana gelmiştir. Dolayısıyla fibröz kıkırdak, hiyalin kıkırdağına kıyasla biyomedikal olarak aşındırıcı etkenlere daha az direnç gösterebildiğinden kısa süre içerisinde dejenere olmaktadır. Bu bakımdan eklemde hasara bağlı olarak gelişen fibröz kıkırdağın kaybı osteoartrit gelişiminde başlıca etkendir.
Zeytin yaprakları fenolik bileşenler bakımından zengindir. Yapısında bulunan özellikle sekoiridoid yapısında oleuropein ve parçalanma ürünleri olan hidroksitirosol ve tirosol gibi türevlerinin deneysel olarak tespit edilen kuvvetli antioksidan etkileri dikkati çekmektedir. Büyük ölçüde bu etkisine bağlı olarak zeytin yapraklarından halk arasında yüksek tansiyonu düşürmek, şeker hastalığında kan şekerinin kontrolü, yüksek kolesterol, ateroskleroz ve kanser gibi çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde yararlanılmaktadır. Yürütülen deneysel çalışmalar kuvvetli iltihap giderici ve ağrı kesici etkisine bağlı olarak romatizma ve osteoartrit gibi sorunlarda etkili olabileceğini ortaya koymaktadır.
Yeni yayımlanan bir çalışmada üç hafta süresince hayvanın kilogram ağırlığı başına günde 500 miligram zeytin yaprağı özütü uygulanması ile tavşanlarda oluşturulan deneysel kıkırdak hasarının belirgin bir şekilde onarılabildiği gözlenmiştir. Zeytin yaprağı özütü verilen tavşanlarda hasarlı kıkırdak dokusunun proteoglikan içeriğini artırarak dayanıklı kıkırdak tipi olan hiyalin kıkırdağına benzer ve düzgün yüzeyli bir yapı ile doldurulduğu tespit edilmiş. Bu bakımdan mekanik eklem hasarlarında zeytin yaprağı özütünün belirli bir süre uygulanması ile osteoartrit gelişiminin önlenebileceği bildirilmektedir. Şüphesiz bu bulgular henüz deneysel aşamada, yani klinik olarak incelenmemiş. Ancak zeytin yaprağının halk arasında çeşitli amaçlar ile yaygın kullanımı göz önüne alındığında eklem hasarlarında kullanılması önerilebilir.